Starve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Starve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Starve

Starve, açlıktan ölmek veya yiyecek yoksunluğu çekmek anlamına gelir.

  1. If you don’t eat anything, you will starve. (Eğer hiçbir şey yemezseniz, açlıktan ölürsünüz.)
  2. Many children in Africa are starving. (Afrika’da birçok çocuk açlıktan ölüyor.)
  3. The prisoners were left to starve in their cells. (Mahkumlar hücrelerinde açlıktan ölmeye terk edildiler.)
  4. We were lost in the desert and nearly starved. (Çölde kaybolduk ve neredeyse açlıktan ölüyorduk.)
  5. The villagers were starving because of the drought. (Köylüler kuraklık nedeniyle açlıktan ölüyorlardı.)
  6. The dog was abandoned and left to starve. (Köpek terk edildi ve açlıktan ölmeye terk edildi.)
  7. If you skip meals, you’ll eventually starve your body. (Eğer öğün atarsanız, vücudunuzu aç bırakacaksınız.)
  8. The famine caused many people to starve to death. (Kıtlık, birçok insanın açlıktan ölmesine neden oldu.)
  9. The homeless man was starving on the street. (Evsiz adam sokakta açlıktan ölüyordu.)
  10. In the winter, the animals struggle to find food and may starve. (Kışın, hayvanlar yiyecek bulmakta zorlanır ve açlıktan ölebilirler.)
  11. Some people intentionally starve themselves to lose weight. (Bazı insanlar kilo vermek için kasıtlı olarak kendilerini aç bırakırlar.)
  12. The prisoner went on a hunger strike to protest his treatment and threatened to starve himself. (Mahkum tedavisine protesto etmek için açlık grevine girdi ve kendisini aç bırakmakla tehdit etti.)
  13. The shipwrecked sailors were stranded and began to starve. (Gemileri battıktan sonra mahsur kalan denizciler aç kalmaya başladılar.)
  14. The crops failed and the farmers were left to starve. (Mahsuller başarısız oldu ve çiftçiler açlıktan ölmeye terk edildi.)
  15. The refugees were starving and in need of food and water. (Mülteciler açlıktan ölüyor ve yiyecek ve suya ihtiyaç duyuyorlardı.)
  16. If we don’t find shelter soon, we’ll starve in this storm. (Yakında barınak bulamazsak, bu fırtınada açlıktan öleceğiz.)
  17. The stray cat was starving and looking for food. (Sokak kedisi açlıktan ölüyordu ve yiyecek arıyordu.)
  18. The soldiers were trapped behind enemy lines and began to starve. (Askerler düşman hatlarının arkasına sıkıştı ve açlıktan ölmeye başladılar.)
  19. The drought caused the livestock to starve,

leading to a shortage of meat and dairy products. (Kuraklık, hayvanların açlıktan ölmesine neden oldu, bu da et ve süt ürünlerinde bir kıtlığa yol açtı.)
20. The child was punished by being starved for a day. (Çocuk bir gün boyunca aç bırakılarak cezalandırıldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.