Starry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Starry: Yıldızlı, yıldızlarla dolu
- The starry night sky was breathtakingly beautiful. (Yıldızlı gece gökyüzü nefes kesici güzeldi.)
- She wore a dress with a starry pattern. (Yıldızlı bir desene sahip bir elbise giyiyordu.)
- The starry-eyed couple walked hand in hand on the beach. (Hayranlıkla bakarak yürüyen çift, sahilde el ele yürüdü.)
- The artist painted a starry landscape with a full moon. (Sanatçı, dolunayla birlikte yıldızlı bir manzara resmetti.)
- The sky was so clear that you could see every starry constellation. (Gökyüzü o kadar berraktı ki, her yıldızlı takımyıldızını görebilirdiniz.)
- The starry night inspired the poet to write a romantic poem. (Yıldızlı gece, şairi romantik bir şiir yazmaya teşvik etti.)
- The little girl made a wish upon a starry night. (Küçük kız yıldızlı bir geceye dilekte bulundu.)
- The starry sky gave a sense of peace and tranquility. (Yıldızlı gökyüzü huzur ve dinginlik hissi verdi.)
- The starry night reminded him of a childhood memory. (Yıldızlı gece, ona çocukluk anılarını hatırlattı.)
- She gazed up at the starry sky and felt small but connected to the universe. (Yıldızlı gökyüzüne bakıp kendini küçük hissetti ama evrene bağlı olduğunu hissetti.)
- The starry backdrop of the stage added to the magical atmosphere of the play. (Sahnenin yıldızlı arka planı, oyunun büyülü atmosferine katkıda bulundu.)
- The starry night was a source of inspiration for many famous painters. (Yıldızlı gece, birçok ünlü ressam için bir ilham kaynağıydı.)
- The starry universe is infinitely vast and mysterious. (Yıldızlı evren sonsuz derecede geniş ve gizemlidir.)
- The starry night was the perfect setting for a romantic dinner. (Yıldızlı gece romantik bir akşam yemeği için mükemmel bir mekandı.)
- The starry sky was reflected in the calm waters of the lake. (Sakin gölün suyunda yıldızlı gökyüzü yansıtıldı.)
- The starry night provided a sense of wonder and awe. (Yıldızlı gece hayranlık ve ürperti hissi verdi.)
- The starry sky was the backdrop for the fireworks display. (Yıldızlı gökyüzü, havai fişek gösterisinin arka planını oluşturdu.)
- The starry night reminded him of his first love. (Yıldızlı gece, ona ilk aşkını hatırlattı.)
- The starry pattern on the dress caught everyone’s attention. (El
bisedeki yıldızlı desen herkesin dikkatini çekti.)
20. The starry night provided a sense of comfort and serenity. (Yıldızlı gece huzur ve sükunet hissi verdi.)
(Note: Some of the example sentences use idiomatic expressions that may not have a direct translation in Turkish.)
Hemen Yorum Yaz