Clarity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clarity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clarity

Clarity kelimesi, Türkçe’de “açıklık, netlik, berraklık” anlamlarına gelir. Bir şeyin açık, net ve anlaşılır olması durumunu ifade eder.

  1. The instructions on the packaging lack clarity. (Paketlemedeki talimatlar netlikten yoksun.)
  2. She speaks with clarity and confidence. (O, açıklık ve güvenle konuşur.)
  3. The clarity of his argument was impressive. (Onun argümanının netliği etkileyiciydi.)
  4. The sound quality of the recording was lacking in clarity. (Kaydın ses kalitesi açıklıktan yoksundu.)
  5. The clarity of the water in the lake was breathtaking. (Göldeki suyun berraklığı nefes kesiciydi.)
  6. She found clarity in her thoughts after a long meditation session. (Uzun bir meditasyon seansından sonra düşüncelerinde netlik buldu.)
  7. The clarity of his vision was evident in his artwork. (Sanat eserlerindeki görüşünün netliği açıktı.)
  8. The speaker’s message lacked clarity and was difficult to understand. (Konuşmacının mesajı netlikten yoksun ve anlaşılması zordu.)
  9. The clarity of the night sky was remarkable. (Gece gökyüzündeki açıklık dikkat çekiciydi.)
  10. The report lacked clarity and needed to be rewritten. (Rapor netlikten yoksundu ve yeniden yazılması gerekiyordu.)
  11. She appreciated the clarity of his explanation. (Onun açıklamasındaki netliği takdir etti.)
  12. The clarity of the diamond was remarkable. (Elmasın berraklığı dikkat çekiciydi.)
  13. The clarity of his memory surprised everyone. (Onun hafızasındaki netlik herkesi şaşırttı.)
  14. The clarity of the image on the screen was impressive. (Ekran görüntüsündeki açıklık etkileyiciydi.)
  15. The author’s writing style emphasized clarity over complexity. (Yazarın yazım tarzı karmaşıklık yerine netliği vurguluyordu.)
  16. The clarity of the sound system made the concert even more enjoyable. (Ses sisteminin netliği konseri daha da keyifli hale getirdi.)
  17. She had a moment of clarity and realized what she needed to do. (Bir anlık netlikle ne yapması gerektiğini fark etti.)
  18. The clarity of the mountain air was refreshing. (Dağ havasındaki açıklık ferahlatıcıydı.)
  19. The instructions were written with clarity and were easy to follow. (Talimatlar açıklıkla yazılmış ve takip etmesi kolaydı.)
  20. The therapist helped her gain clarity about her emotions. (Terapist duyguları hakkında netlik kazanmasına yardımcı oldu.)
  1. The clarity of the message in the advertisement was effective in attracting customers. (Reklamdaki mesajın açıklığı müşterileri çekmede etkili oldu.)
  2. The clarity of his voice made him stand out as a great public speaker. (Sesi açık olduğu için harika bir konuşmacı olarak ön plana çıktı.)
  3. The clarity of the map made it easy for us to navigate. (Haritanın açıklığı sayesinde gezinmek kolay oldu.)
  4. The clarity of the objectives set by the team leader helped everyone stay focused. (Takım liderinin belirlediği hedeflerin netliği herkesin odaklanmasına yardımcı oldu.)
  5. The clarity of the situation was obvious, there was no room for misinterpretation. (Durumun açıklığı açıktı, yanlış anlamaya yer yoktu.)
  6. The teacher emphasized the importance of clarity in written communication. (Öğretmen, yazılı iletişimde netliğin önemini vurguladı.)
  7. The clarity of the colors in the painting was stunning. (Tablodaki renklerin berraklığı çarpıcıydı.)
  8. The scientist’s explanation lacked clarity, leaving the audience confused. (Bilim adamının açıklaması netlikten yoksun olduğu için izleyiciler kafası karıştı.)
  9. The clarity of the company’s mission statement was key to their success. (Şirketin misyon beyanındaki netlik, başarısı için önemliydi.)
  10. The lawyer’s argument was strong due to its clarity and coherence. (Avukatın argümanı netliği ve uyumu sayesinde güçlüydü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.