Stapler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stapler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stapler Nedir?

Stapler, kağıt, karton, kumaş vb. malzemeleri bir arada tutmak için kullanılan bir alet veya makinedir. Genellikle metal bir gövdeye ve iki bükülmüş çene veya kolu olan bir mekanizmaya sahiptir.

Örnek Cümleler:

  1. I need to staple these papers together. (Bu kağıtları birbirine zımbalamam gerekiyor.)
  2. The stapler is on the desk. (Zımbalayıcı masanın üstünde.)
  3. She couldn’t find the stapler to fix the loose hem. (Düşük belli etek için zımbalayıcıyı bulamadı.)
  4. He handed me the stapler to fix the poster. (Afışı zımbalamam için bana zımbalayıcıyı verdi.)
  5. The stapler ran out of staples, so I had to refill it. (Zımbalayıcının zımbaları bitti, dolayısıyla yeniden doldurmam gerekti.)
  6. The stapler jammed and I had to unjam it. (Zımbalayıcı tıkandı ve onu açmam gerekti.)
  7. She stapled the fabric before sewing it together. (Kumaşı birleştirmeden önce zımbaladı.)
  8. The stapler made a loud noise when I used it. (Kullandığımda zımbalayıcı yüksek bir ses çıkardı.)
  9. I keep the stapler in my desk drawer. (Zımbalayıcıyı masa çekmecemde saklarım.)
  10. He accidentally stapled his finger and it hurt. (Parmağına kazara zımbaladı ve acıdı.)
  11. The stapler has a built-in staple remover. (Zımbalayıcının içinde zımba çıkarma aparatı var.)
  12. She used the stapler to create a makeshift handle. (Geçici bir tutacak yapmak için zımbalayıcıyı kullandı.)
  13. The stapler is heavy and durable. (Zımbalayıcı ağır ve dayanıklıdır.)
  14. He accidentally stapled the papers in the wrong order. (Kağıtları yanlış sı

ralı zımbaladı.)
15. She bought a new stapler with a modern design. (Modern bir tasarıma sahip yeni bir zımbalayıcı satın aldı.)

  1. The stapler has a safety mechanism to prevent accidental stapling. (Zımbalayıcının kazara zımbalama önlemi için bir güvenlik mekanizması vardır.)
  2. I prefer using a stapler instead of paper clips. (Kağıt klipsi yerine zımbalayıcı kullanmayı tercih ederim.)
  3. He needed to staple the pages before handing in the report. (Raporu teslim etmeden önce sayfaları zımbalaması gerekiyordu.)
  4. The stapler is a common office supply. (Zımbalayıcı yaygın bir ofis malzemesidir.)
  5. She accidentally broke the stapler while trying to fix it. (Düzeltmeye çalışırken kazara zımbalayıcıyı kırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.