Stall İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stall İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stall Nedir?

Stall, bir hayvan barınağı veya bir aracın durduğu veya duramadığı bir noktayı ifade eder. Aynı zamanda bir uçakta meydana gelebilen motor veya kanat kaybı gibi durumlarda da kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The horse was kept in a clean stall. (At temiz bir ahırda tutuldu.)
2. I had to stall the car because the traffic was too heavy. (Trafik çok yoğun olduğu için arabayı durdurdum.)
3. The airplane began to stall and lose altitude. (Uçak motor kaybı yaşayarak ve yükseklik kaybederek durmaya başladı.)
4. She set up a stall at the farmer’s market to sell her homemade jams. (Ev yapımı reçellerini satmak için çiftçi pazarında bir tezgah açtı.)
5. The bull was confined to a small stall in the barn. (Boğa ahırdaki küçük bir ahıra kapatıldı.)
6. The car engine began to stall, so we had to pull over. (Araba motoru durmaya başladı, bu yüzden kenara çekmek zorunda kaldık.)
7. The vendor set up his fruit stall on the street corner. (Satıcı meyve tezgahını sokak köşesine kurdu.)
8. The airplane pilot avoided a stall by increasing the engine power. (Uçak pilotu, motor gücünü artırarak durma durumundan kaçındı.)
9. The horse kicked the door of its stall open. (At, ahırının kapısını tekmeleyerek açtı.)
10. We set up a lemonade stall to raise money for charity. (Hayır için para toplamak için limonata tezgahı kurduk.)
11. The airplane experienced a stall due to ice on the wings. (Uçak kanatlardaki buz nedeniyle durdu.)
12. The farmer mucked out the stalls in the barn. (Çiftçi ahırda stalları temizledi.)
13. The car stalled at the traffic light and wouldn’t start again. (Araç trafik lambasında durdu ve tekrar çalışmadı.)
14. The vendor packed up his stall when the market closed for the day. (Pazar günü kapanınca satıcı tezgahını topladı.)
15. The horse got its foot caught in the stall door. (At ayaklarını ahır kapısına sıkıştırdı.)
16. The airplane pilot had to recover from a stall during the flight training. (Uçuş eğitimi sırasında, uçak pilotu durmadan kurtulmak zorunda kaldı.)
17. The fruit in the vendor’s stall looked fresh and ripe. (Satıcının tezgahındaki meyveler taze ve olgun görünüyordu.)
18. The car engine stalled because it was out of gas. (Araba motoru yakıtının bitmesi nedeniyle durdu.)
19. The horse became restless and started pacing in its stall. (At huzursuzlandı ve ahırında yürümeye başladı.)
20. The airplane stalled

20. The airplane stalled during the aerobatic maneuver, but the pilot managed to recover. (Uçuş gösterisi sırasında uçak durdu, ancak pilot kurtarmayı başardı.)

(Türkçe çevirileri mavi renkle yazılmıştır.)