Stage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stage (Sahne) İle İlgili Cümleler:

Stage, bir performansın sahne alanıdır.

Örnek cümleler:

1. The actors took their positions on the stage. (Aktörler sahnede pozisyonlarını aldılar.)
2. The singer walked onto the stage and began to sing. (Şarkıcı sahneye çıktı ve şarkı söylemeye başladı.)
3. The dancers performed a beautiful routine on the stage. (Dansçılar sahnede güzel bir dans rutini sergilediler.)
4. The comedian told jokes on the stage and made everyone laugh. (Komedyen sahnede şakalar anlattı ve herkesi güldürdü.)
5. The magician performed his tricks on the stage, amazing the audience. (Sihirbaz sahnede numaralarını sergiledi ve seyircileri şaşırttı.)
6. The play was performed on a small stage in a community theater. (Oyun, bir topluluk tiyatrosundaki küçük bir sahnede oynandı.)
7. The concert was held on an outdoor stage in the park. (Konser, parktaki açık hava sahnesinde yapıldı.)
8. The ballet company rehearsed on the stage for hours. (Bale topluluğu saatlerce sahnede prova yaptı.)
9. The singer had a wardrobe malfunction on stage and had to quickly change her outfit. (Şarkıcı sahnede gardırop arızası yaşadı ve hızlıca kıyafet değiştirmek zorunda kaldı.)
10. The play had a simple stage set, but the actors’ performances made up for it. (Oyunda basit bir sahne tasarımı vardı, ancak oyuncuların performansları bunu telafi etti.)
11. The band set up their equipment on the stage before the concert. (Grup, konserden önce ekipmanlarını sahnede kurdu.)
12. The musical had elaborate stage props and costumes. (Müzikalde karmaşık sahne malzemeleri ve kostümler vardı.)
13. The play required a rotating stage, which was a technical challenge for the production team. (Oyun, dönen bir sahne gerektirdi ve bu, üretim ekibi için teknik bir zorluktu.)
14. The singer had a stage fright and almost didn’t perform, but her manager encouraged her to go on. (Şarkıcı sahne korkusu yaşadı ve neredeyse performans sergilemedi, ancak yöneticisi onu teşvik etti.)
15. The musical’s opening number was a big production, with the entire cast on stage. (Müzikalin açılış numarası, tüm kadronun sahnede olduğu büyük bir prodüksiyondu.)
16. The magician’s assistant helped him with his illusions on stage. (Sihirbazın asistanı sahnede illüzyonlarında ona yardımcı oldu.)
17. The opera singer had to project her voice loudly on the stage to be heard over the orchestra. (Opera şarkıcısı, orkestranın üstünden duyulmak için sahnede sesini yüksek ses

çıkarmak zorunda kaldı.)
18. The play’s climax took place on the stage, with the main character giving a powerful monologue. (Oyunun doruk noktası, ana karakterin güçlü bir monolog verdiği sahnede gerçekleşti.)

19. The ballet’s finale was a breathtaking display of talent and artistry on the stage. (Balenin finali, sahnede yetenek ve sanatın nefes kesici bir gösterisiydi.)
20. The theater’s stage had a trapdoor, which allowed actors to enter and exit from below. (Tiyatronun sahnesinde, aktörlerin alttan girip çıkmasına izin veren bir tuzak kapısı vardı.)