Splurge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Splurge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Splurge Nedir?

Splurge, “çok para harcamak” veya “aşırı lüks bir şey satın almak” anlamına gelen bir fiil olarak kullanılan İngilizce bir kelime.

Örnek Cümleler:

  1. I splurged on a new car last month. (Geçen ay yeni bir araba için çok para harcadım.)
  2. She decided to splurge on a designer dress for the wedding. (Düğün için bir tasarımcı elbisesine para harcamaya karar verdi.)
  3. He always splurges on expensive watches. (Her zaman pahalı saatlere para harcıyor.)
  4. They splurged on a luxurious holiday in Hawaii. (Hawaii’de lüks bir tatil için para harcadılar.)
  5. I didn’t mean to splurge, but I just couldn’t resist those shoes. (Para harcamayı planlamamıştım ama o ayakkabılara karşı koyamadım.)
  6. She splurged on a fancy dinner to celebrate her promotion. (Yükselişini kutlamak için şık bir akşam yemeğine para harcadı.)
  7. He splurged on a new computer for his home office. (Ev ofisi için yeni bir bilgisayara para harcadı.)
  8. They decided to splurge on a romantic weekend getaway. (Romantik bir hafta sonu kaçamağı için para harcamaya karar verdiler.)
  9. I splurged on a spa day and it was totally worth it. (Spa gününe para harcadım ve tamamen buna değdi.)
  10. She splurged on a diamond necklace for her 50th birthday. (50. doğum günü için elmas bir kolyeye para harcadı.)
  11. He splurged on a first-class plane ticket for the long flight. (Uzun uçuş için birinci sınıf uçak bileti için para harcadı.)
  12. They decided to splurge on a VIP box for the concert. (Konser için VIP kutusuna para harcamaya karar verdiler.)
  13. I splurged on a gourmet cooking class to improve my skills. (Becerilerimi geliştirmek için gurme yemek pişirme sınıfına para harcadım.)
  14. She splurged on a hot air balloon ride for her anniversary. (Yıldönümü için sıcak hava balonu turuna para harcadı.)
  15. He splurged on a luxury hotel room for the weekend. (Hafta sonu için lüks bir otel odasına para harcadı.)
  16. They splurged on front row tickets for the Broadway show. (Broadway gösterisi için ön sıra biletlerine para harcadılar.)
  17. I splurged on a custom-made suit for the job interview. (İş görüşmesi için özel yapılmış bir takıma para harcadım.)
  18. She splurged on a fancy camera to pursue her passion for photography. (Fotoğrafçılık tutkusunu takip etmek için şık bir kameraya para harcadı.)
  19. He decided to splurge on a personal trainer to get in shape. (Formda kalmak için bir kişisel antren

örüye para harcamaya karar verdi.)
20. They splurged on a private yacht rental for a day on the water. (Suda bir gün geçirmek için özel bir yat kiralama için para harcadılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.