Splice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Splice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Splice

Splice, bir şeyin parçalarını kesip yeniden birleştirme işlemidir.

Örnek Cümleler:

1. I need to splice these two wires together. (Bu iki kabloyu birleştirmem gerekiyor.)
2. The video editor had to splice several different shots together to create the final scene. (Video editörü, final sahneyi oluşturmak için birkaç farklı çekimi birleştirmek zorunda kaldı.)
3. Can you splice these two songs together for me? (Bu iki şarkıyı birleştirebilir misin?)
4. The repairman had to splice a new piece of wire into the old circuit. (Tamirci, eski devreye yeni bir kablo parçası eklemek zorunda kaldı.)
5. She spliced her hair back into a ponytail. (Saçını ponpon yaparak geri birleştirdi.)
6. The rope was spliced together to make it longer. (İp, daha uzun olması için birleştirildi.)
7. The film had to be spliced together to fix a few mistakes. (Bazı hataları düzeltmek için film birleştirildi.)
8. The boat’s mast had to be spliced together after it was damaged in the storm. (Fırtınada hasar gören tekne direği birleştirildi.)
9. The DNA strands were spliced together to create a new genetic sequence. (Yeni bir genetik dizilim oluşturmak için DNA iplikleri birleştirildi.)
10. He spliced in a new scene to the movie. (Filmde yeni bir sahne ekledi.)
11. She spliced together several pieces of fabric to make a quilt. (Battaniye yapmak için birkaç kumaş parçasını birleştirdi.)
12. The electrician had to splice a new outlet into the existing wiring. (Elektrikçi, mevcut kabloların içine yeni bir priz eklemek zorunda kaldı.)
13. The carpenter spliced together two pieces of wood to create a stronger beam. (Marangoz, daha güçlü bir kiriş oluşturmak için iki parça tahtayı birleştirdi.)
14. The film reel was spliced together to fix a damaged section. (Hasar gören bölümü tamir etmek için film makarası birleştirildi.)
15. The musician spliced together different audio clips to create a new song. (Müzisyen, yeni bir şarkı oluşturmak için farklı ses kliplerini birleştirdi.)
16. She spliced the wires back together after the power outage. (Elektrik kesintisi sonrası kabloları geri birleştirdi.)
17. The artist spliced together pieces of paper to create a collage. (Sanatçı, bir kolaj yapmak için kağıt parçalarını birleştirdi.)
18. The engineer had to splice a new pipe into the existing plumbing. (Mevcut boruya yeni bir boru eklemek için mühendis birleştirmek zorunda kaldı.)
19. The tailor spliced together two pieces of fabric to create a custom suit. (Terzi, ö

zel bir takım elbise yapmak için iki kumaş parçasını birleştirdi.)
20. The mechanic had to splice in a new fuel line to fix the leak. (Sızıntıyı düzeltmek için, tamirci yeni bir yakıt hattı eklemek zorunda kaldı.)

(Türkçe anlamlar parantez içinde verilmiştir.)