Cheat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Cheat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Cheat (fiil) – Kopya çekmek, hile yapmak, dolandırmak
- She was caught cheating during the exam. (Sınavda kopya çekerken yakalandı.)
- I can’t believe he cheated on his girlfriend. (Kız arkadaşını aldattığına inanamıyorum.)
- The company was accused of cheating its customers. (Şirket müşterilerini dolandırmakla suçlandı.)
- He cheated in order to win the game. (Oyunu kazanmak için hile yaptı.)
- Cheating is not tolerated in this school. (Bu okulda kopya çekmek hoş karşılanmaz.)
- He cheated on the test by writing answers on his hand. (Sınavda cevapları eline yazarak kopya çekti.)
- She felt guilty for cheating on the exam. (Sınavda kopya çektiği için suçluluk duydu.)
- The athlete was disqualified for cheating. (Sporcu hile yaptığı için diskalifiye edildi.)
- He cheated the old lady out of her money. (Yaşlı kadından parasını dolandırdı.)
- Cheating in a relationship is a betrayal. (Bir ilişkide kopya çekmek ihanettir.)
- He cheated in the game by using cheat codes. (Oyunda hile kodları kullanarak hile yaptı.)
- The student was expelled for cheating on the final exam. (Öğrenci, final sınavında kopya çektiği için okuldan atıldı.)
- Cheating is a violation of the rules. (Kopya çekmek kuralları ihlal etmektir.)
- She cheated on her diet by eating a whole pizza. (Diyetini bozarak bir tane pizzayı tek başına yedi.)
- He cheated in the race by taking a shortcut. (Yarışta kısa yol alarak hile yaptı.)
- Cheating in business can have serious consequences. (İş hayatında hile yapmak ciddi sonuçlar doğurabilir.)
- She accused him of cheating on their taxes. (Vergilerinde hile yapmakla onu suçladı.)
- He cheated on his wife with his secretary. (Karısını sekreteriyle aldattı.)
- Cheating is a sign of dishonesty. (Kopya çekmek dürüst olmamanın bir işaretidir.)
- He cheated death by narrowly avoiding a car accident. (Dar bir araba kazasından kıl payı kurtularak ölümden döndü.)
Cheat (isim) – Hile, dolandırıcılık
- The company’s cheating was exposed by the media. (Şirketin dolandırıcılığı medya tarafından açığa çıkarıldı.)
- He was accused of cheating in the game by using cheat codes. (Oyunda hile kodları kullanarak hile yaptığı için suçlandı.)
- Cheating is not the solution to your problems. (Dolandırıcılık sorunlarınızın çözümü değildir.)
- The athlete’s disqualification was due to his cheating. (Sporcunun diskalifiye edilmesi hilesinden kaynaklandı.)
- She was expelled from school for cheating on the exam. (Sınavda kopya çektiği için okuldan atıldı.)
- The cheating in the game ruined the experience for many players. (Oyundaki dolandırıcılık, birçok oyuncunun deneyimini mahvetti.)
- Cheating in sports is a serious offense. (Sporlarda hile yapmak ciddi bir suçtur.)
- The cheating scandal rocked the political world. (Dolandırıcılık skandalı siyasi dünyayı sarsmıştı.)
- She was heartbroken when she found out about her boyfriend’s cheating. (Erkek arkadaşının dolandırıcılığından haberdar olduğunda kalbi kırılmıştı.)
- The cheating on the test was discovered by the teacher. (Sınavda kopya çekme dolandırıcılığı öğretmen tarafından keşfedildi.)
Cheat (zarf) – Hileli bir şekilde
- He played the game cheatfully. (Oyunu hileli bir şekilde oynadı.)
- She won the race cheatily by taking a shortcut. (Kısa yolu alarak dolandırıcılıkla yarışı kazandı.)
- The company cheated its customers cheatily. (Şirket müşterilerini dolandırıcılıkla dolandırdı.)
- He passed the test cheatily by copying his friend’s answers. (Arkadaşının cevaplarını kopyalayarak dolandırıcılıkla sınavı geçti.)
- Cheating on your taxes is not only illegal, but also cheatily. (Vergilerinizde hile yapmak sadece yasa dışı değil, aynı zamanda dolandırıcılıkla da ilgilidir.)
Hemen Yorum Yaz