Spineless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spineless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spineless Nedir?

Spineless kelimesi Türkçe’de “omurgasız” anlamına gelir. Bu kelime insanlar, hayvanlar veya nesneler için kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. The spineless jellyfish drifted along with the ocean current.

   (Omurgasız medusa okyanus akıntısıyla sürüklendi.)

2. John was spineless and never stood up for himself.

   (John omurgasızdı ve kendisi için hiçbir zaman duruş sergilemedi.)

3. The company’s spineless response to the crisis disappointed its customers.

   (Şirketin krize karşı omurgasız tepkisi müşterilerini hayal kırıklığına uğrattı.)

4. The spineless politician changed his stance on the issue to appease his donors.

   (Omurgasız politikacı, bağışçılarını memnun etmek için konuda duruşunu değiştirdi.)

5. The spineless worm wriggled out of the bird’s beak.

   (Omurgasız solucan, kuşun gagasından sıyrıldı.)

6. Tom’s spineless behavior in the face of danger annoyed his friends.

   (Tom’un tehlikeye karşı omurgasız davranışı arkadaşlarını rahatsız etti.)

7. The spineless cactus was easy to handle without getting pricked.

   (Omurgasız kaktüs, batmadan kolayca tutulabilirdi.)

8. The spineless committee couldn’t come to a decision.

   (Omurgasız komite karar veremedi.)

9. The spineless excuse for a man didn’t deserve her time.

   (Omurgasız bir adam için harcayacak zamanı hak etmedi.)

10. The spineless structure collapsed under the weight of the snow.

    (Omurgasız yapı, karın ağırlığı altında çöktü.)

11. She was spineless when it came to resisting the temptation of chocolate.

    (Çikolata cazibesine karşı koymak konusunda omurgasızdı.)

12. The spineless lizard lost its tail as a defense mechanism.

    (Omurgasız kertenkele, savunma mekanizması olarak kuyruğunu kaybetti.)

13. The spineless coach didn’t have the courage to bench his star player.

    (Omurgasız antrenör, y

    ıldız oyuncusunu yedek kulübesine çekme cesaretini gösteremedi.)

14. Her spineless attempts to get out of work were starting to annoy her boss.

    (İşten kaçma çabaları omurgasızca olduğu için patronunu rahatsız etmeye başlamıştı.)

15. The spineless insect crawled along the ground, avoiding detection.

    (Omurgasız böcek, tespit edilmekten kaçınarak yerde süründü.)

16. The spineless leader of the gang was easily manipulated by his underlings.

    (Çetelerin omurgasız lideri, alt kademeleri tarafından kolayca manipüle edildi.)

17. Despite her spineless personality, she managed to succeed in the cutthroat business world.

    (Omurgasız kişiliğine rağmen, acımasız iş dünyasında başarılı olmayı başardı.)

18. The spineless fish flopped around on the boat deck, gasping for air.

    (Omurgasız balık, tekne güvertesinde havada nefes nefese kalıp sıçradı.)

19. The spineless tree drooped under the weight of its fruit.

    (Omurgasız ağaç, meyvelerinin ağırlığı altında asıldı.)

20. The spineless employee always nodded in agreement with his boss, no matter what was said.

    (Omurgasız çalışan, patronu ne söylerse söylesin her zaman onaylayarak başını sallardı.)

21. The spineless student didn’t stand up to the bully who was harassing him.

    (Omurgasız öğrenci, kendisine zorbalık yapan öğrenciye karşı durmadı.)