Specific İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Specific İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Specific kelimesi

Specific kelimesi “belli, özel, belirli” anlamlarına gelir. Bir şeyin veya durumun özelliklerini veya ayrıntılarını tanımlamak için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. Please be more specific about what you want.
   (Talep ettiğin şey hakkında daha özel olman gerekiyor.)

2. The doctor prescribed a specific medicine for her condition.
   (Doktor, durumuna özel bir ilaç reçete etti.)

3. He has a specific way of doing things.
   (O, işleri yapmanın özel bir yoluna sahiptir.)

4. I need specific instructions on how to operate this machine.
   (Bu makineyi nasıl kullanacağıma dair belirli talimatlar gerekiyor.)

5. The company has specific policies regarding employee behavior.
   (Şirket, çalışan davranışlarıyla ilgili belirli politikalara sahiptir.)

6. The professor gave us specific guidelines for the research paper.
   (Profesör, araştırma makalesi için bize belirli yönergeler verdi.)

7. I’m looking for a specific book in the library.
   (Kütüphanede belirli bir kitap arıyorum.)

8. The coach gave each player specific roles for the game.
   (Koç, oyunda her oyuncuya belirli roller verdi.)

9. The police are looking for a specific suspect in the area.
   (Polis, bölgedeki belirli bir şüpheliyi arıyor.)

10. The dress code for the event is very specific.
    (Olay için giyim kodu çok belirtilmiştir.)

11. The teacher gave the students specific examples of the vocabulary words.
    (Öğretmen, kelime hazinesi sözcüklerinin belirli örneklerini öğrencilere verdi.)

12. She has a specific diet due to her food allergies.
    (O, gıda alerjileri nedeniyle belirli bir diyet uygular.)

13. The recipe calls for specific measurements of ingredients.
    (Tarif, belirli ölçümler gerektirir.)

14. The job requires specific skills and qualifications.
    (İş, belirli beceriler ve nitelikler gerektirir.)

15. The company has a specific target market for their products.
    (Şirket, ürünleri için belirli bir hedef pazarı vardır.)

16. The project has specific deadlines that must be met.
    (Projenin karşılanması gereken belirli bir süresi vardır.)

17. The doctor asked for specific details about the patient’s symptoms.
    (Doktor, hastanın semptomlarıyla ilgili belirli detayları sordu.)

18. The museum has a specific section for ancient artifacts.
    (Müze, antik eserler için belirli bir bölüme sahiptir.)

19. The contract has specific terms and conditions.
    (Sözleşme, belirli şart ve koşullara sahiptir.)

20. The company has a specific vision for the future.
    (Şirketin geleceğe özel bir vizyonu vardır.)

More examples with “specific”

21. The detective was looking for a specific clue to solve the case.
    (Dedektif, olayı çözmek için belirli bir ipucu arıyordu.)

22. The test requires specific knowledge of the subject matter.
    (Test, konuyla ilgili belirli bir bilgi gerektirir.)

23. The coach gave the team specific feedback on their performance.
    (Koç, takımın performansı hakkında belirli geri bildirimler verdi.)

24. The museum has a specific exhibit on the history of the city.
    (Müze, şehrin tarihine ilişkin belirli bir sergiye sahiptir.)

25. The lawyer asked specific questions to the witness during the trial.
    (Avukat, duruşmada tanığa belirli sorular sordu.)

26. The artist has a specific style of painting that is recognizable.
    (Sanatçının tanınabilir bir resim tarzı vardır.)

27. The hotel has specific policies for cancellations and refunds.
    (Otel, iptal ve iade için belirli politikalara sahiptir.)

28. The teacher gave specific feedback to each student on their assignments.
    (Öğretmen, ödevleriyle ilgili her öğrenciye belirli geri bildirimler verdi.)

29. The company has a specific protocol for handling customer complaints.
    (Şirket, müşteri şikayetleriyle ilgili belirli bir protokole sahiptir.)

30. The doctor ordered specific tests to diagnose the patient’s illness.
    (Doktor, hastalığı teşhis etmek için belirli testler istedi.)

31. The conference had specific sessions for different topics.
    (Konferansın farklı konular için belirli oturumları vardı.)

32. The restaurant has a specific menu for vegetarians.
    (Restoranın vejetaryenler için belirli bir menüsü vardır.)

33. The job description lists specific duties and responsibilities.
    (İş tanımı belirli görevleri ve sorumlulukları listeler.)

34. The company has specific goals for increasing profits.
    (Şirketin karlılığı artırmak için belirli hedefleri vardır.)

35. The athlete has a specific training regimen to prepare for competitions.
    (Sporcu, yarışmalara hazırlanmak için belirli bir antrenman programına sahiptir.)

36. The project team has specific roles and responsibilities assigned to each member.
    (Proje ekibi, her üyenin belirli roller ve sorumluluklar atandığından emin olur.)

37. The university has specific admission requirements for international students.
    (Üniversite, uluslararası öğrenciler için belirli kabul gereksinimlerine sahiptir.)

38. The company has specific branding guidelines for all marketing materials.
    (Şirket, tüm pazarlama materyalleri için belirli bir marka kılavuzuna sahiptir.)

39. The instructions for the assembly are specific and easy to follow.
    (Montaj için talimatlar belirli ve takip etmesi kolaydır.)

40. The committee has specific criteria for selecting the scholarship recipients.
    (Komite, burs alacak kişileri seçmek için belirli kriterl