Caviar İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Caviar İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Caviar (Havyar)

Caviar, havyar olarak da bilinir ve çeşitli balıkların yumurtalarından yapılan bir yiyecektir. Genellikle lüks restoranlarda servis edilir ve yüksek bir fiyat etiketine sahiptir.

Örnek cümleler:

  1. I have never tried caviar before, but I’m willing to give it a shot. (Daha önce hiç havyar denemedim, ama denemeye hazırım.)
  2. Caviar is considered a delicacy in many cultures. (Havyar, birçok kültürde bir lezzet olarak kabul edilir.)
  3. The caviar was served with blinis and sour cream. (Havyar, blinis ve ekşi krema ile servis edildi.)
  4. My friend brought me back some caviar from her trip to Russia. (Arkadaşım Rusya seyahatinden bana bazı havyar getirdi.)
  5. Caviar is often paired with champagne or vodka. (Havyar genellikle şampanya veya votka ile eşleştirilir.)
  6. I love the taste of caviar, but I can’t afford to eat it often. (Havyarın tadını seviyorum, ama sık sık yemeye gücüm yetmiyor.)
  7. Caviar is a good source of protein and omega-3 fatty acids. (Havyar, protein ve omega-3 yağ asitleri için iyi bir kaynaktır.)
  8. The caviar was so fresh and delicious, it melted in my mouth. (Havyar o kadar taze ve lezzetliydi ki ağzımda eridi.)
  9. Caviar is often served on a bed of ice to keep it chilled. (Havyar genellikle soğuk tutmak için buz üzerinde servis edilir.)
  10. My parents always serve caviar at their New Year’s Eve party. (Annem ve babam her zaman yılbaşı partilerinde havyar servis ederler.)
  11. Caviar is not everyone’s cup of tea, but I think it’s delicious. (Havyar herkesin sevebileceği bir şey değil, ama ben lezzetli olduğunu düşünüyorum.)
  12. The caviar was imported from Iran and had a rich, nutty flavor. (Havyar İran’dan ithal edilmişti ve zengin, fındıksı bir tadı vardı.)
  13. Caviar is often eaten with toast points or crackers. (Havyar genellikle tost noktaları veya krakerlerle yenir.)
  14. I was surprised to learn that caviar can come from sturgeon, salmon, and other fish. (Havyarın yunusbalığı, somon ve diğer balıklardan gelebileceğini öğrenmek beni şaşırttı.)
  15. The caviar was served in a mother of pearl spoon, adding to the luxurious experience. (Havyar inci annesi kaşığı ile servis edildi, lüks deneyime katkıda bulunarak.)
  16. Caviar is often enjoyed as a garnish or topping for dishes like sushi or dev

iled eggs. (Havyar, genellikle sushi veya haşlanmış yumurtalar gibi yemeklerin garnitürü veya üstüne serpiştirilerek keyifle tüketilir.)
17. The restaurant had a special caviar menu with various types from around the world. (Restoranın dünya çapında çeşitli türlerinden oluşan özel bir havyar menüsü vardı.)

  1. Caviar is a luxurious ingredient that can elevate any dish. (Havyar, herhangi bir yemeği daha lüks hale getirebilen bir lüks malzemedir.)
  2. I’m not sure I could tell the difference between expensive and cheap caviar. (Pahalı ve ucuz havyar arasındaki farkı söyleyebileceğimden emin değilim.)
  3. The caviar had a slight briny taste that paired well with the buttery texture. (Havyarın hafif bir tuzlu tadı vardı ve yağlı dokusuyla iyi uyum sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.