Spawn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spawn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spawn İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Doğma, türemek, ortaya çıkmak, doğurganlık.

  1. The fish spawn in the river every year. (Her yıl balıklar nehirde ürerler.)
  2. The frogs are laying their spawn in the pond. (Kurbağalar gölde yumurtalarını bırakıyorlar.)
  3. The seeds have not yet spawned any plants. (Tohumlar henüz bitki çıkarmadı.)
  4. The starfish spawn can be seen in the shallow waters. (Denizyıldızı üremeleri sığ sulara bakarak görülebilir.)
  5. The salmon have to swim upstream to spawn. (Somonlar üremek için yukarıya doğru yüzmek zorundadır.)
  6. The algae’s spawn can be used for making fertilizers. (Alglerin üreme hücreleri gübre yapımında kullanılabilir.)
  7. The spawn of this mushroom can be eaten. (Bu mantarın yumurtası yenilebilir.)
  8. The birds are building their nests to spawn their eggs. (Kuşlar yumurtlamak için yuvalarını yapıyorlar.)
  9. The turtles spawn on the beaches. (Kaplumbağalar plajlarda ürerler.)
  10. The insects spawn in the soil. (Böcekler toprakta ürerler.)
  11. The rabbits spawn frequently during the breeding season. (Tavşanlar çiftleşme mevsiminde sık sık ürerler.)
  12. The plant’s spawn is carried by the wind. (Bitkinin üreme hücreleri rüzgarla taşınır.)
  13. The jellyfish spawn can be dangerous for swimmers. (Denizanaları üreme hücreleri yüzücüler için tehlikeli olabilir.)
  14. The mushrooms spawn underground. (Mantarların üreme hücreleri yer altında bulunur.)
  15. The crocodiles spawn in the swamps. (Timsahlar bataklıklarda ürerler.)
  16. The snails spawn in moist environments. (Salyangozlar nemli ortamlarda ürerler.)
  17. The new business idea spawned from a casual conversation. (Yeni iş fikri rastgele bir konuşmadan ortaya çıktı.)
  18. The protests spawned from the government’s decision. (Protestolar hükümet kararından kaynaklandı.)
  19. The internet spawned new ways of communication. (İnternet iletişimde yeni yollar ortaya çıkardı.)
  20. The success of the movie spawned a sequel. (Filmin başarısı devam filminin ortaya çıkmasına sebep oldu.)

Türkçe Anlamı: Yavru, çocuk, döllenmiş yumurta.

  1. The female fish lays hundreds of spawn at once. (Dişi balık birden yüzlerce yumurta bırakır.)
  2. The spawn of the turtle hatchlings are vulnerable to predators. (Kaplumbağa yavrularının yumurtaları avcılara karşı hassastır.)
  3. The salmon eggs are also known as salmon spawn. (Somon yumurtaları aynı zamanda somon üremesi olarak da bilinir.)
  4. The spawn of the frog is a long gelatinous mass. (Kurbağanın yumurtaları uzun jelatinimsi bir kütle oluşturur.)
  5. The spawn of the mushroom is the starting point of its growth. (Mantarın yumurtası büyümesinin başlangıç noktasıdır.)
  6. The bird’s nest contains their eggs or spawn. (Kuşların yuvası yumurtalarını veya yumurtalarını içerir.)
  7. The spawn of the jellyfish can be toxic. (Denizanalarının yumurtaları zehirli olabilir.)
  8. The snail’s spawn develops into tiny snails. (Salyangozun yumurtası küçük salyangozlara dönüşür.)
  9. The frog’s spawn undergoes metamorphosis to become tadpoles. (Kurbağanın yumurtası yavru kurbağalara dönüşmek için metamorfoza uğrar.)
  10. The turtle’s spawn hatches after a few weeks. (Kaplumbağanın yumurtası birkaç hafta sonra çatlar.)
  11. The fisherman collected the fish spawn for fishing bait. (Balıkçı balık yemi için balık yumurtası topladı.)
  12. The spawn of the bird of prey can be found on the cliff edges. (Yırtıcı kuşun yumurtaları kayalık kenarlarında bulunabilir.)
  13. The spawn of the starfish can regenerate into new starfish. (Denizyıldızının yumurtaları yeni denizyıldızlarına yeniden oluşabilir.)
  14. The snail’s spawn can be seen in the damp soil. (Salyangozun yumurtası nemli toprakta görülebilir.)
  15. The frog’s spawn can be used for scientific research. (Kurbağanın yumurtası bilimsel araştırmalar için kullanılabilir.)
  16. The turtle’s spawn is protected by the government to ensure their survival. (Kaplumbağanın yumurtaları hayatta kalmalarını sağlamak için hükümet tarafından korunur.)
  17. The fisherman used the fish spawn to attract bigger fish. (Balıkçı daha büyük balıkları çekmek için balık yumurtası kullandı.)
  18. The spawn of the crab is small and numerous. (Yengecin yumurtaları küçük ve sayısızdır.)
  19. The spawn of the starfish can float in the water for days before settling. (Denizyıldızının yumurtaları yerleşmeden önce günlerce su üzerinde yüzebilir.)
  20. The frog’s spawn is a delicacy in some countries. (Kurbağanın yum

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.