Sour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sour (Ekşi)

Sour kelimesi, tat veya koku olarak ekşilik hissi uyandıran şeyleri ifade eder. Özellikle yiyecek ve içeceklerde sıkça kullanılır.

1. The lemon juice made the sauce taste sour. (Limon suyu sosun ekşi tatmasına neden oldu.)
2. Her face twisted in a sour expression after tasting the spoiled milk. (Bozuk sütü tatladıktan sonra yüzü ekşidi.)
3. The smell of sour grapes filled the kitchen. (Ekşi üzümlerin kokusu mutfakta yayıldı.)
4. I prefer sour candy over sweet candy. (Ben tatlı şekerlemelerden çok ekşi olanları tercih ederim.)
5. The sour cream was a perfect addition to the baked potatoes. (Ekşi krema, fırınlanmış patateslere mükemmel bir ekti.)
6. He had a sour attitude towards life after his divorce. (Boşandıktan sonra hayata karşı ekşi bir tutumu vardı.)
7. The pickles had a sour taste that I couldn’t resist. (Turşuların ekşi tadına karşı koyamadım.)
8. The bartender added a dash of sour mix to the cocktail. (Barmen, kokteylin içine biraz ekşi karışım ekledi.)
9. She made a sour face when she tried the spicy salsa. (Baharatlı salsa’yı denediğinde yüzü ekşidi.)
10. The sour smell of vinegar filled the room. (Sirkenin ekşi kokusu odayı doldurdu.)
11. The yogurt tasted sour because it was past its expiration date. (Yoğurtun son kullanma tarihi geçtiği için ekşi tat verdi.)
12. The sour note in the song added a unique element. (Şarkıdaki ekşi nota, farklı bir unsur ekledi.)
13. The sour taste of the beer surprised him. (Biranın ekşi tadı onu şaşırttı.)
14. The sour expression on her face showed her disappointment. (Yüzündeki ekşi ifade hayal kırıklığını gösterdi.)
15. The sour smell of the garbage filled the alley. (Çöpün ekşi kokusu arka sokağı doldurdu.)
16. The sour flavor of the green apple was refreshing. (Yeşil elmanın ekşi tadı ferahlatıcıydı.)
17. The sour cream and onion chips were his favorite snack. (Ekşi krema ve soğanlı cipsleri favori atıştırmalığıydı.)
18. The lemonade was too sour for her taste. (Limonata, onun zevkine göre çok ekşiydi.)
19. The sourness of the grapefruit made him pucker his lips. (Greyfurtun ekşiliği dudaklarını buruşturmasına neden oldu.)
20. The sour smell of the rotten egg made him gag. (Çürük yumurtanın ekşi kokusu onu boğazına tıktı.)

21. The sour taste of the vinegar helped to cut through the richness of the dish. (Sirkenin ekşi tadı, yemeğin zenginliğini dengelemeye yardımcı oldu.)
22. The sour expression on his face showed his disapproval of the plan. (Yüzündeki ekşi ifade plana karşı onaylamadığını gösterdi.)
23. The sour cherry pie was a delicious treat. (Ekşi kirazlı turta lezzetli bir ikramdı.)
24. The sour smell of the skunk lingered in the air. (Sıskalığın ekşi kokusu havada kaldı.)
25. She added a splash of sour mix to her margarita. (Margaritasına biraz ekşi karışım ekledi.)
26. The sour taste of the lime complemented the spicy salsa. (Limonun ekşi tadı, baharatlı salsa ile uyumlu oldu.)
27. The sour expression on his face showed his frustration with the situation. (Yüzündeki ekşi ifade durumdan dolayı yaşadığı hayal kırıklığını gösterdi.)
28. The sour smell of the fermentation process filled the brewery. (Fermentasyon sürecinin ekşi kokusu, bira fabrikasını doldurdu.)
29. She added a dollop of sour cream to her chili. (Chilisine bir kaşık ekşi krema ekledi.)
30. The sour taste of the green apple made her mouth water. (Yeşil elmanın ekşi tadı ağzını sulandırdı.)