İntriguer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntriguer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntriguer Nedir?

İntriguer, diğer insanların güvenini kazanarak veya hileli yollarla elde etmeye çalıştığı kişisel kazanç veya güç için başkalarını kandıran kişidir.

Örnek Cümleler:

  1. She is known to be a master intriguer, manipulating people to do her bidding. (O, emirlerini yapmaları için insanları manipüle eden bir usta intriguer olarak bilinir.)
  2. The intriguer managed to persuade the company’s CEO to invest in his dubious project. (Intriguer, şüpheli projesine yatırım yapması için şirketin CEO’sunu ikna etmeyi başardı.)
  3. He was an intriguer who always plotted against his colleagues to climb the corporate ladder. (O, her zaman kurumsal merdivenleri tırmanmak için meslektaşlarına karşı entrikalar düzenleyen bir intriguer idi.)
  4. The royal court was filled with intrigues and the king had to be constantly vigilant. (Kraliyet mahkemesi entrikalarla doluydu ve kral sürekli tetikte olmak zorundaydı.)
  5. The intriguer took advantage of the CEO’s weakness and managed to manipulate him into signing a bad contract. (Intriguer, CEO’nun zayıflığından faydalandı ve onu kötü bir sözleşme imzalamaya manipüle etmeyi başardı.)
  6. The intriguer’s plan to sabotage the project was foiled by a vigilant team member. (Intriguer’ın proje sabotaj planı, uyanık bir takım üyesi tarafından engellendi.)
  7. The movie is full of intrigues and plot twists that keep the audience engaged. (Film, izleyicileri meşgul eden entrikalar ve olay örgüsü doludur.)
  8. She became an intriguer to get revenge on those who had wronged her in the past. (O, geçmişte kendisine haksızlık yapanlara intikam almak için bir intriguer haline geldi.)
  9. The political intriguer managed to manipulate the media to spread false information about his opponents. (Siyasi intriguer, medyayı manipüle ederek rakipleri hakkında yanlış bilgi yaymayı başardı.)
  10. The intriguer’s plan to steal company secrets was uncovered by the security team. (Intriguer’ın şirket sırlarını çalmak için planı, güvenlik ekibi tarafından ortaya çıkarıldı.)
  11. The novel is a thrilling tale of love, betrayal, and political intrigue. (Roman, aşk, ihanet ve siyasi entrika dolu heyecanlı bir hikayedir.)
  12. She was an expert intriguer, capable of manipulating even the most skeptical of people. (O, hatta en şüpheci insanları bile manipüle etme konusunda uzman bir intriguer idi.)
  13. The intriguer’s plan to take over the company was thwarted by a last-minute board decision. (Intriguer’ın şirketi devralma planı, son dakika bir yönet

im kurul kararıyla engellendi.)
14. The conspirators hatched a complex intrigue to overthrow the government. (Komplolcular, hükümeti devirmek için karmaşık bir entrika düzenlediler.)

  1. The intriguer’s deceitful actions eventually caught up with him and he lost everything. (Intriguer’ın hileli eylemleri sonunda ona yetişti ve her şeyini kaybetti.)
  2. The politician was accused of being an intriguer who used his position for personal gain. (Politikacı, kişisel kazanç için pozisyonunu kullanan bir intriguer olarak suçlandı.)
  3. The detective had to unravel a web of intrigues to solve the murder case. (Dedektif, cinayet davasını çözmek için bir dizi entrikayı çözmek zorunda kaldı.)
  4. The intriguer’s true motives were finally exposed and he was exposed as a fraud. (Intriguer’ın gerçek niyetleri nihayet ortaya çıkarıldı ve bir dolandırıcı olarak açığa çıktı.)
  5. The novel’s protagonist was a brilliant intriguer, using his cunning to outsmart his enemies. (Romanın kahramanı, düşmanlarını alt etmek için kurnazlığını kullanan parlak bir intriguer idi.)
  6. The intriguer’s downfall was the result of his overconfidence and underestimation of his opponents. (Intriguer’ın düşüşü, aşırı özgüveni ve rakiplerini küçümsemesi sonucu oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.