Snuffbox İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snuffbox İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snuffbox

Snuffbox, Türkçe anlamıyla “tütün kutusu” olarak bilinir. Bu küçük kutular genellikle tütün almak ve buruna çekmek için kullanılan ince tozlu tütün türü olan snuff’ı saklamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. She reached into her snuffbox for a pinch of snuff. (Tütün kutusuna uzandı ve bir tutam tütün aldı.)
2. He always carried his snuffbox in his pocket. (Her zaman tütün kutusunu cebinde taşırdı.)
3. The antique snuffbox sold for a high price at the auction. (Antika tütün kutusu, müzayedede yüksek bir fiyata satıldı.)
4. She inherited her grandmother’s snuffbox collection. (Büyükannesinin tütün kutusu koleksiyonunu devraldı.)
5. He opened his snuffbox and offered some to his friends. (Tütün kutusunu açtı ve arkadaşlarına tütün teklif etti.)
6. The snuffbox was made of silver and had intricate engravings. (Tütün kutusu gümüşten yapılmıştı ve karmaşık gravürleri vardı.)
7. She was fond of the sweet-smelling snuff in her snuffbox. (Tütün kutusundaki tatlı kokulu tütüne bayılıyordu.)
8. The snuffbox was passed around the room for everyone to try. (Tütün kutusu odaya dolaştırıldı ve herkes denemek için aldı.)
9. He kept a spare snuffbox in his desk drawer. (Masa çekmecesinde yedek bir tütün kutusu saklıyordu.)
10. The snuffbox was a family heirloom passed down for generations. (Tütün kutusu nesiller boyunca aile mirası olarak devredildi.)
11. She accidentally dropped her snuffbox and it shattered into pieces. (Tütün kutusunu yanlışlıkla düşürdü ve parçalara ayrıldı.)
12. He meticulously cleaned his snuffbox every week. (Her hafta titizlikle tütün kutusunu temizledi.)
13. The snuffbox was adorned with precious stones and pearls. (Tütün kutusu değerli taşlar ve incilerle süslenmişti.)
14. She gifted him a snuffbox engraved with his initials. (Ona baş harfleri oyulmuş bir tütün kutusu hediye etti.)
15. The snuffbox had a hidden compartment for storing other small items. (Tütün kutusu başka küçük eşyaları saklamak için gizli bir bölme içeriyordu.)
16. He absentmindedly reached for his snuffbox during the meeting. (Toplantı sırasında dalgın bir şekilde tütün kutusuna uzandı.)
17. The snuffbox had a lock and key to keep its contents secure. (Tütün kutusu içindekileri güvende tutmak için kilit ve anahtarlıydı.)
18. She enjoyed collecting

snuffboxes from different countries and time periods. (Farklı ülkelerden ve zamanlardan tütün kutusu koleksiyonu yapmaktan keyif alıyordu.)
19. The snuffbox was a popular accessory among the wealthy and aristocratic in the 18th century. (18. yüzyılda zengin ve aristokratlar arasında tütün kutusu popüler bir aksesuardı.)

20. He carefully packed his snuffbox for the trip to make sure it wouldn’t get damaged. (Tütün kutusunu yolculuk için özenle paketledi, zarar görmemesine dikkat etti.)