Snobbish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snobbish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snobbish Nedir?

Snobbish, kişinin kendisini üstün gördüğü, kendisine benzer olmayan insanlara karşı küçümseyici bir tavır sergilediği anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She has a snobbish attitude towards people who didn’t go to college. (Koleje gitmeyen insanlara karşı küçümseyici bir tavırla yaklaşıyor.)
2. He only drinks expensive wine, he’s so snobbish. (Sadece pahalı şarap içer, çok snob.)
3. I don’t like going to that restaurant, the staff are so snobbish. (O restorana gitmeyi sevmiyorum, çalışanlar çok kibirli.)
4. She refused to wear anything but designer clothing, how snobbish. (Sadece tasarımcı kıyafetler giymeyi reddetti, ne kadar snob.)
5. He only talks to people who went to Ivy League schools, that’s so snobbish. (Sadece Ivy League okullarına giden insanlarla konuşur, çok snob.)
6. The way she talks about her wealth is so snobbish. (Zenginliği hakkında konuşma şekli çok kibirli.)
7. He refuses to fly coach, he’s so snobbish. (Ekonomi sınıfı uçuş yapmayı reddediyor, çok snob.)
8. She turned her nose up at my cheap handbag, how snobbish. (Ucuz çantamı küçümsedi, ne kadar snob.)
9. He only eats at fancy restaurants, he’s so snobbish. (Sadece lüks restoranlarda yemek yiyor, çok snob.)
10. She won’t associate with anyone who isn’t of her social class, that’s so snobbish. (Sosyal sınıfına ait olmayanlarla ilişki kurmaz, çok snob.)
11. He only listens to classical music, he’s so snobbish about it. (Sadece klasik müzik dinler, konuda çok kibirli.)
12. She looks down on people who don’t speak perfect English, how snobbish. (Mükemmel İngilizce konuşamayan insanlara tepeden bakıyor, ne kadar snob.)
13. He only drinks imported beer, he’s so snobbish. (Sadece ithal bira içer, çok snob.)
14. She won’t go to any restaurant that doesn’t have a Michelin star, how snobbish. (Michelin yıldızı olmayan hiçbir restorana gitmeyecek, ne kadar snob.)
15. He only wears designer suits, he’s so snobbish. (Sadece tasarımcı takımlar giyer, çok snob.)
16. She thinks anyone who doesn’t live in a certain neighborhood is beneath her, how snobbish. (Belli bir mahallede yaşamayan herkesi kendisinden aşağı görüyor, ne kadar snob.)
17. He won’t watch any movie that isn’t in black and white, he’s so snobbish about cinema. (Siyah beyaz olmayan hiçbir filmini izle

mez, sinemaya karşı çok kibirli.)
18. She only buys organic food, she’s so snobbish about her diet. (Sadece organik yiyecekler alır, diyet konusunda çok kibirli.)

19. He won’t date anyone who isn’t from a wealthy family, how snobbish. (Zengin bir aileden olmayan hiç kimseyle çıkmaz, ne kadar snob.)
20. She only shops at high-end stores, she’s so snobbish about her fashion. (Sadece lüks mağazalarda alışveriş yapar, modaya karşı çok kibirli.)

Türkçe Karşılıklar:

1. Koleje gitmeyen insanlara karşı küçümseyici bir tavırla yaklaşıyor.
2. Sadece pahalı şarap içer, çok snob.
3. O restorana gitmeyi sevmiyorum, çalışanlar çok kibirli.
4. Sadece tasarımcı kıyafetler giymeyi reddetti, ne kadar snob.
5. Sadece Ivy League okullarına giden insanlarla konuşur, çok snob.
6. Zenginliği hakkında konuşma şekli çok kibirli.
7. Ekonomi sınıfı uçuş yapmayı reddediyor, çok snob.
8. Ucuz çantamı küçümsedi, ne kadar snob.
9. Sadece lüks restoranlarda yemek yiyor, çok snob.
10. Sosyal sınıfına ait olmayanlarla ilişki kurmaz, çok snob.
11. Sadece klasik müzik dinler, konuda çok kibirli.
12. Mükemmel İngilizce konuşamayan insanlara tepeden bakıyor, ne kadar snob.
13. Sadece ithal bira içer, çok snob.
14. Michelin yıldızı olmayan hiçbir restorana gitmeyecek, ne kadar snob.
15. Sadece tasarımcı takımlar giyer, çok snob.
16. Belli bir mahallede yaşamayan herkesi kendisinden aşağı görüyor, ne kadar snob.
17. Siyah beyaz olmayan hiçbir filmini izlemez, sinemaya karşı çok kibirli.
18. Sadece organik yiyecekler alır, diyet konusunda çok kibirli.
19. Zengin bir aileden olmayan hiç kimseyle çıkmaz, ne kadar snob.
20. Sadece lüks mağazalarda alışveriş yapar, modaya karşı çok kibirli.