Smudge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Smudge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Smudge Nedir?


Smudge kelimesi, Türkçe’de “lekelemek, kirletmek” gibi anlamlara gelir. İngilizce kullanımda ise “hafifçe yaymak, dağıtmak, karartmak” gibi anlamları bulunur.

Örnek Cümleler:


1. She accidentally smudged her lipstick while eating. (Yemek yerken rujunu kazara yaydı.)
2. The artist used his finger to smudge the charcoal lines. (Sanatçı, kömür çizgilerini yaymak için parmağını kullandı.)
3. The ink on the paper smudged when it got wet. (Kağıdaki mürekkep ıslanınca karardı.)
4. He smudged the letter with his greasy fingers. (Yağlı parmaklarıyla mektubu lekeledi.)
5. The wind smudged the letters on the sign. (Rüzgar tabeladaki harfleri dağıttı.)
6. She tried to smudge the wrinkles on her dress with a steamer. (Elbisesindeki kırışıklıkları buharlı ütüyle yok etmeye çalıştı.)
7. The makeup artist smudged the eyeshadow to create a smoky effect. (Makyaj sanatçısı, dumanlı bir etki yaratmak için farı hafifçe yaydı.)
8. The charcoal drawing looked more realistic after she smudged it. (Kömür çizimi, onun yaymasıyla daha gerçekçi göründü.)
9. He smudged the paint on purpose to create a more abstract effect. (Daha soyut bir etki yaratmak için boya kasıtlı olarak yaydı.)
10. The writing on the blackboard was smudged from years of erasing. (Tahtadaki yazı, yıllar boyunca silinmekten kararmıştı.)
11. The storm smudged the lines on the road, making it difficult to see. (Fırtına, yoldaki çizgileri karartarak görüşü zorlaştırdı.)
12. The child smudged her face with chocolate while eating. (Çikolata yerken çocuk yüzünü lekeledi.)
13. The artist used a blending tool to smudge the oil paint. (Sanatçı, yağlı boya yaymak için karıştırma aracı kullandı.)
14. The printer smudged the ink, ruining the document. (Yazıcı mürekkebi kararttı ve belgeyi bozdu.)
15. The makeup tutorial taught how to smudge eyeliner for a smoky look. (Makyaj eğitimi, dumanlı bir görünüm için göz kalemini nasıl yayılacağını öğretti.)
16. The fingerprints on the glass smudged the view. (Camdaki parmak izleri görüşü bulanıklaştırdı.)
17. The student smudged the notes with sweat from his hands. (Öğrenci, terli elleriyle notları kararttı.)
18. She smudged the edges of the picture to create a softer look. (Daha yumuşak

bir görünüm oluşturmak için resmin kenarlarını yaydı.)
19. The candle smoke smudged the wall above it. (Mum dumanı, üzerindeki duvarı kararttı.)

  1. The artist smudged the pastel colors to create a dreamy effect. (Sanatçı, pastel renkleri hafifçe yayarak, hayal gibi bir etki yaratmak için çalıştı.)

Türkçe karşılıklar:

  1. Rujunu kazara yaydı.
  2. Sanatçı, kömür çizgilerini yaymak için parmağını kullandı.
  3. Kağıdaki mürekkep ıslanınca karardı.
  4. Yağlı parmaklarıyla mektubu lekeledi.
  5. Rüzgar tabeladaki harfleri dağıttı.
  6. Elbisesindeki kırışıklıkları buharlı ütüyle yok etmeye çalıştı.
  7. Makyaj sanatçısı, dumanlı bir etki yaratmak için farı hafifçe yaydı.
  8. Kömür çizimi, onun yaymasıyla daha gerçekçi göründü.
  9. Daha soyut bir etki yaratmak için boya kasıtlı olarak yaydı.
  10. Tahtadaki yazı, yıllar boyunca silinmekten kararmıştı.
  11. Fırtına, yoldaki çizgileri karartarak görüşü zorlaştırdı.
  12. Çikolata yerken çocuk yüzünü lekeledi.
  13. Sanatçı, yağlı boya yaymak için karıştırma aracı kullandı.
  14. Yazıcı mürekkebi kararttı ve belgeyi bozdu.
  15. Makyaj eğitimi, dumanlı bir görünüm için göz kalemini nasıl yayılacağını öğretti.
  16. Camdaki parmak izleri görüşü bulanıklaştırdı.
  17. Öğrenci, terli elleriyle notları kararttı.
  18. Daha yumuşak bir görünüm oluşturmak için resmin kenarlarını yaydı.
  19. Mum dumanı, üzerindeki duvarı kararttı.
  20. Sanatçı, pastel renkleri hafifçe yayarak, hayal gibi bir etki yaratmak için çalıştı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.