Smoke-Blackened İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Smoke-Blackened Nedir?
Smoke-blackened, duman ya da ateşin etkisiyle kararmış, yanmış ve siyahlaşmış anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
-
The ceiling was smoke-blackened from the fire that broke out last night.
(Tavan, dün gece çıkan yangından dolayı dumanla kararmıştı.) -
The smoke-blackened walls told the story of the devastating fire that had once occurred there.
(Dumanla kararmış duvarlar, orada bir zamanlar meydana gelen yıkıcı yangının hikayesini anlatıyordu.) -
The smoke-blackened furniture had to be thrown away as it was beyond repair.
(Dumanla kararmış mobilyalar onarılamaz hale geldiği için atılmak zorunda kaldı.) -
The smoke-blackened clothes had to be washed several times to get rid of the smell.
(Dumanla kararmış kıyafetler kokudan kurtulmak için birkaç kez yıkanmak zorunda kaldı.) -
The smoke-blackened chimney needed to be cleaned before winter.
(Dumanla kararmış baca, kış öncesi temizlenmesi gerekiyordu.) -
The smoke-blackened room made me cough as soon as I entered.
(Dumanla kararmış oda, içeri girdiğim anda öksürmeme neden oldu.) -
The smoke-blackened curtains were replaced with new ones.
(Dumanla kararmış perdeler yeni olanlarla değiştirildi.) -
The smoke-blackened wood gave the old cabin a rustic look.
(Dumanla kararmış ahşap, eski kulübeye rustik bir görünüm kazandırdı.) -
The smoke-blackened bricks made the house look like it had been there for centuries.
(Dumanla kararmış tuğlalar, evin yüzyıllardır orada olduğunu gösteriyordu.) -
The smoke-blackened kitchen cabinets had to be sanded and repainted.
(Dumanla kararmış mutfak dolapları zımparalanıp boyanmak zorunda kaldı.) -
The smoke-blackened book was a rare find in the antique store.
(Dumanla kararmış kitap, antika dükkânında nadir bir bulgu oldu.) -
The smoke-blackened pot was so dirty that it had to be thrown away.
(Dumanla kararmış tencere o kadar kirliydi ki atılmak zorunda kaldı.) -
The smoke-blackened stove had to be replaced as it was no longer functioning properly.
(Dumanla kararmış soba, artık düzgün çalışmadığı için değiştirilmek zorunda kaldı.) -
The smoke-blackened walls of the old castle gave it a spooky atmosphere.
(Eski kalelerin dumanla kararmış duvarları onlara ürkütücü bir atmosfer katıyor.) -
The smoke-blackened roof needed to be repaired before the rainy season.
(Dumanla kararmış çatı
, yağışlı mevsimden önce tamir edilmeliydi.)
-
The smoke-blackened paintings in the museum were carefully restored by a team of experts.
(Müzede bulunan dumanla kararmış resimler, bir uzman ekibi tarafından dikkatlice restore edildi.) -
The smoke-blackened bricks were salvaged from the old building and used in the construction of a new one.
(Dumanla kararmış tuğlalar, eski binadan kurtarıldı ve yeni bir yapının inşasında kullanıldı.) -
The smoke-blackened glass on the windows made it difficult to see outside.
(Camlardaki dumanla kararmış yerler, dışarıyı görmeyi zorlaştırıyordu.) -
The smoke-blackened statue was cleaned and polished to restore its original beauty.
(Dumanla kararmış heykel, orijinal güzelliğini yeniden kazandırmak için temizlendi ve cilalandı.) -
The smoke-blackened walls of the old church were a testament to its long history.
(Eski kilisenin dumanla kararmış duvarları, uzun tarihine tanıklık ediyordu.)
Hemen Yorum Yaz