Smoke-Blackened İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Smoke-Blackened İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Smoke-Blackened Nedir?

Smoke-blackened, duman ya da ateşin etkisiyle kararmış, yanmış ve siyahlaşmış anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The ceiling was smoke-blackened from the fire that broke out last night.
    (Tavan, dün gece çıkan yangından dolayı dumanla kararmıştı.)

  2. The smoke-blackened walls told the story of the devastating fire that had once occurred there.
    (Dumanla kararmış duvarlar, orada bir zamanlar meydana gelen yıkıcı yangının hikayesini anlatıyordu.)

  3. The smoke-blackened furniture had to be thrown away as it was beyond repair.
    (Dumanla kararmış mobilyalar onarılamaz hale geldiği için atılmak zorunda kaldı.)

  4. The smoke-blackened clothes had to be washed several times to get rid of the smell.
    (Dumanla kararmış kıyafetler kokudan kurtulmak için birkaç kez yıkanmak zorunda kaldı.)

  5. The smoke-blackened chimney needed to be cleaned before winter.
    (Dumanla kararmış baca, kış öncesi temizlenmesi gerekiyordu.)

  6. The smoke-blackened room made me cough as soon as I entered.
    (Dumanla kararmış oda, içeri girdiğim anda öksürmeme neden oldu.)

  7. The smoke-blackened curtains were replaced with new ones.
    (Dumanla kararmış perdeler yeni olanlarla değiştirildi.)

  8. The smoke-blackened wood gave the old cabin a rustic look.
    (Dumanla kararmış ahşap, eski kulübeye rustik bir görünüm kazandırdı.)

  9. The smoke-blackened bricks made the house look like it had been there for centuries.
    (Dumanla kararmış tuğlalar, evin yüzyıllardır orada olduğunu gösteriyordu.)

  10. The smoke-blackened kitchen cabinets had to be sanded and repainted.
    (Dumanla kararmış mutfak dolapları zımparalanıp boyanmak zorunda kaldı.)

  11. The smoke-blackened book was a rare find in the antique store.
    (Dumanla kararmış kitap, antika dükkânında nadir bir bulgu oldu.)

  12. The smoke-blackened pot was so dirty that it had to be thrown away.
    (Dumanla kararmış tencere o kadar kirliydi ki atılmak zorunda kaldı.)

  13. The smoke-blackened stove had to be replaced as it was no longer functioning properly.
    (Dumanla kararmış soba, artık düzgün çalışmadığı için değiştirilmek zorunda kaldı.)

  14. The smoke-blackened walls of the old castle gave it a spooky atmosphere.
    (Eski kalelerin dumanla kararmış duvarları onlara ürkütücü bir atmosfer katıyor.)

  15. The smoke-blackened roof needed to be repaired before the rainy season.
    (Dumanla kararmış çatı

, yağışlı mevsimden önce tamir edilmeliydi.)

  1. The smoke-blackened paintings in the museum were carefully restored by a team of experts.
    (Müzede bulunan dumanla kararmış resimler, bir uzman ekibi tarafından dikkatlice restore edildi.)

  2. The smoke-blackened bricks were salvaged from the old building and used in the construction of a new one.
    (Dumanla kararmış tuğlalar, eski binadan kurtarıldı ve yeni bir yapının inşasında kullanıldı.)

  3. The smoke-blackened glass on the windows made it difficult to see outside.
    (Camlardaki dumanla kararmış yerler, dışarıyı görmeyi zorlaştırıyordu.)

  4. The smoke-blackened statue was cleaned and polished to restore its original beauty.
    (Dumanla kararmış heykel, orijinal güzelliğini yeniden kazandırmak için temizlendi ve cilalandı.)

  5. The smoke-blackened walls of the old church were a testament to its long history.
    (Eski kilisenin dumanla kararmış duvarları, uzun tarihine tanıklık ediyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.