Slumber İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slumber İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slumber Nedir?

Slumber, Türkçe karşılığıyla “uyku” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. I need to slumber for at least eight hours to feel rested. (Dinlenmiş hissetmek için en az sekiz saat uyumam gerekiyor.)
  2. She fell into a deep slumber after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra derin bir uykuya daldı.)
  3. The sound of the rain outside always helps me slumber peacefully. (Dışarıdaki yağmur sesi her zaman benim huzurlu bir şekilde uyumama yardımcı olur.)
  4. The baby’s slumber was interrupted by a loud noise. (Bebeğin uykusu gürültülü bir ses tarafından kesildi.)
  5. I can’t slumber without my favorite pillow. (En sevdiğim yastığım olmadan uyuyamam.)
  6. A warm cup of milk helps me slumber more easily. (Sıcak bir bardak süt, daha kolay uyumamı sağlar.)
  7. He was in a slumber when the alarm clock went off. (Alarm çalınca o uyuyordu.)
  8. The hotel room was so comfortable, I slumbered like a baby. (Otel odası o kadar rahattı ki bebek gibi uyudum.)
  9. The sound of the ocean waves always helps me slumber deeply. (Deniz dalgalarının sesi her zaman derin bir uykuya dalmama yardımcı olur.)
  10. I like to slumber in on weekends and catch up on sleep. (Hafta sonları geç kalkmayı severim ve uyku borcumu kapatırım.)
  11. She went to bed early to get a good slumber before her big presentation. (Büyük sunumundan önce iyi bir uyku çekmek için erken yattı.)
  12. My slumber was interrupted by a nightmare. (Kabuslarım uykumu böldü.)
  13. I always slumber better with a white noise machine in the room. (Odadaki beyaz gürültü makinesi ile her zaman daha iyi uyurum.)
  14. The cat curled up on the couch and slumbered all afternoon. (Kedi kanepeye kıvrıldı ve bütün öğleden sonra uyudu.)
  15. She tried to slumber on the airplane, but the turbulence kept waking her up. (Uçakta uyumaya çalıştı, ama türbülans onu uyandırdı.)
  16. He was so exhausted, he slumbered through the entire movie. (O kadar yorgundu ki, bütün film boyunca uyudu.)
  17. I always feel refreshed after a good slumber. (İyi bir uyku sonrası her zaman yenilenmiş hissederim.)
  18. The sound of the wind chimes outside her window helped her slumber peacefully. (Penceresinin dışındaki rüzgar çanlarının sesi, huzurlu bir şekilde uyumasına yardımcı oldu.)
  19. After a long day of hiking, she was ready to slumber in her tent. (Uzun bir günün ardından yürüyüş yaparak, çadırında uyum
  1. I always make sure to slumber in a comfortable position to avoid waking up with a sore neck. (Boyun ağrısıyla uyanmamak için her zaman rahat bir pozisyonda uyuduğumdan emin olurum.)

(Hepsini göstermek için renkli yazı kullanamadım ama ayrı ayrı yazarak gösterdim. Umarım yardımcı olabilmişimdir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.