Slot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slot İle İlgili Cümleler

Anlam: Slot, bir yuvaya veya deliğe uygun olarak sığacak bir nesneyi tanımlar.

  1. I need to find a slot for my USB drive. (USB sürücüm için bir yuva bulmam gerekiyor.)
  2. She found a slot to put her phone in the car. (Arabada telefonunu koyacak bir delik buldu.)
  3. He managed to get a slot for the concert. (Konsere bir yer bulmayı başardı.)
  4. Please put your parking ticket in the slot. (Lütfen park etme bileti yuvaya koyun.)
  5. The casino had many slot machines. (Kumarhanede birçok slot makinesi vardı.)
  6. The computer has a slot for an SD card. (Bilgisayarın SD kartı için bir yuvası var.)
  7. She booked a slot for her appointment at the dentist. (Dişçide randevusu için bir zaman dilimi ayırdı.)
  8. He grabbed the last slot in the parking lot. (Otoparkta son yeri kaparak park etti.)
  9. There is a time slot available at 2 pm. (Saat 2’de uygun bir zaman dilimi var.)
  10. The cashier put the coins in the slot of the cash register. (Kasiyer, paraları para makinesinin yuvasına koydu.)
  11. The airplane has a slot for luggage above the seats. (Uçakta, koltukların üstündeki bagaj için bir yuva var.)
  12. The mail slot in the door was too small for the package. (Kapıdaki posta yuvası, paket için çok küçüktü.)
  13. He won a jackpot on a slot machine. (Bir slot makinesinde jackpot kazandı.)
  14. The vending machine wouldn’t accept my money in the slot. (Otomatik satış makinesi, paramı yuvada kabul etmedi.)
  15. She put her credit card in the slot to pay for the gas. (Benzin için ödeme yapmak için kredi kartını yuvaya koydu.)
  16. The teacher opened the slot on the classroom door to collect the homework. (Öğretmen, ödevleri toplamak için sınıf kapısındaki yuvayı açtı.)
  17. The book has a slot on the spine for a bookmark. (Kitabın sırtında bir ayraç için bir yuva var.)
  18. The museum had a slot for donations. (Müzedeki bağışlar için bir yuva vardı.)
  19. She won the last slot in the marathon. (Maratonda son yeri kazandı.)
  20. The car has a slot for the key in the dashboard. (Arabanın ön panelinde anahtar için bir yuvası var.)

Anlam: Slot, ayrılmış bir zaman dilimi veya görevi tanımlamak için kullanılır.

  1. I have a slot for a meeting at 11 am. (Saat 11’de bir toplantı için zaman ayırdım.)
  2. She has a slot for yoga class in the evening. (Akşam yoga dersi için bir zaman dilimi var.)
  3. The television channel has a prime-time slot for its popular show. (Televizyon kanalı, popüler programı için prime-time bir zaman dilimi ayırdı.)
  4. He booked a time slot for his driving test. (Sürüş testi için bir zaman dilimi ayırdı.)
  5. The company has a slot for employee training every month. (Şirket, her ay çalışan eğitimi için bir zaman dilimi ayırdı.)
  6. She had a slot for a haircut appointment on Saturday. (Cumartesi günü saç kesimi randevusu için bir zaman dilimi vardı.)
  7. The conference had a slot for a keynote speaker. (Konferansta bir ana konuşmacı için bir zaman dilimi ayrıldı.)
  8. He reserved a slot for a tour of the museum. (Müzeyi gezmek için bir zaman dilimi ayırttı.)
  9. There is a slot for a coffee break during the meeting. (Toplantı sırasında kahve molası için bir zaman dilimi var.)
  10. The restaurant has a lunchtime slot for a special menu. (Restoranda özel bir menü için öğle yemeği zaman dilimi ayrıldı.)
  11. She has a slot for volunteer work on the weekends. (Hafta sonları gönüllü çalışma için bir zaman dilimi var.)
  12. The theater has a matinee slot for its shows on Saturdays. (Tiyatro, cumartesi günleri gösterileri için matine zaman dilimi ayırdı.)
  13. He signed up for a time slot to use the gym equipment. (Spor salonu ekipmanlarını kullanmak için bir zaman dilimi için kaydoldu.)
  14. The school has a slot for parent-teacher conferences. (Okulda veli-öğretmen toplantıları için bir zaman dilimi var.)
  15. She had a slot for a music lesson every Tuesday. (Her Salı müzik dersi için bir zaman dilimi vardı.)
  16. The radio station has a prime-time slot for its popular show. (Radyo istasyonu, popüler programı için prime-time bir zaman dilimi ayırdı.)
  17. He reserved a slot for a workshop on photography. (Fotoğrafçılık atölyesi için bir zaman dilimi ayırttı.)
  18. The library has a slot for a book club meeting once a month. (Kütüphane, ayda bir kez kitap kulübü toplantısı için bir zaman dilimi ayırdı.)
  19. She has a slot for her therapy session on Thursdays. (Perşembe günleri terapi seansı için bir zaman dilimi var.)
  20. The conference had a slot for a panel discussion on climate change. (Konferansta iklim değişikliği konulu bir panel tartışması için bir zaman dilimi ayrıldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.