Slither İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slither İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slither (İngilizce-Türkçe) : sürünmek, sürüngen

1. The snake began to slither across the grass. (Yılan çimenlerin üzerinde sürünmeye başladı.)
2. I watched the worm slither through the dirt. (Solucanın toprakta sürünmesini izledim.)
3. The lizard was able to slither through the narrow gap. (Kertenkele dar açıklıktan sürünebildi.)
4. The caterpillar slithered along the branch. (Tırtıl dal boyunca süründü.)
5. The eel slithers through the water. (Yılan balığı suyun içinde sürünür.)
6. The snake’s body slithered across the ground. (Yılanın vücudu yerde süründü.)
7. The worm slithered out of my hand. (Solucan elimden süründü.)
8. The snake slithers faster than I can run. (Yılan benim koşmamdan daha hızlı sürünür.)
9. The lizard slithered away from the predator. (Kertenkele avcıdan kaçarak süründü.)
10. The snake slithered silently towards its prey. (Yılan sessizce avına doğru süründü.)
11. The worm slithered its way through the soil. (Solucan toprağın içinden süründü.)
12. The snake slithered into its hole to hide. (Yılan saklanmak için deliğine süründü.)
13. The eel slithers gracefully through the water. (Yılan balığı suyun içinde zarifçe sürünür.)
14. The snake slithered up the tree trunk. (Yılan ağaç gövdesinin üzerine süründü.)
15. The caterpillar slithered onto the leaf. (Tırtıl yaprağın üzerine süründü.)
16. The snake slithered out of its skin during molting. (Yılan döküldüğü sırada derisinden süründü.)
17. The snake’s scales helped it slither smoothly. (Yılanın pulları onun pürüzsüz bir şekilde sürünmesine yardımcı oldu.)
18. The worm slithered back into the dirt. (Solucan toprağın içine geri süründü.)
19. The snake slithered away when it saw the humans. (Yılan insanları görünce kaçarak süründü.)
20. The lizard slithered up the wall and disappeared. (Kertenkele duvarın üzerine süründü ve kayboldu.)

21. The snake’s body was so flexible it could slither through tight spaces. (Yılanın vücudu o kadar esnek ki dar alanlardan sürünebilirdi.)
22. The caterpillar slithered along the stem towards the flower. (Tırtıl çiçeğe doğru gövde boyunca süründü.)
23. The snake slithered towards the mouse, ready to strike. (Yılan, vuruşa hazır şekilde fareye doğru süründü.)
24. The eel slithers in and out of the rocks in the river. (Yılan balığı nehirde kayaların içinden girip çıkarak sürünür.)
25. The snake’s tongue flicked out as it slithered towards its prey. (Yılanın dili, avına doğru sürünürken çıktı.)
26. The worm slithered around in the palm of my hand. (Solucan elimde avuç içinde süründü.)
27. The snake slithered along the edge of the cliff. (Yılan uçurumun kenarında süründü.)
28. The lizard slithered across the hot sand to find shade. (Kertenkele gölge bulmak için sıcak kumların üzerinden süründü.)
29. The snake’s scales glistened as it slithered in the sunlight. (Yılanın pulları güneş ışığında sürünürken parladı.)
30. The worm slithered into the apple, making it inedible. (Solucan elmanın içine süründü, yenilemez hale getirdi.)

(Her bir örnek cümlede kelimenin Türkçe karşılığı da kalın olarak belirtilmiştir.)