Bout İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bout İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bout İle İlgili Cümleler

Anlamı: Kısa bir süreliğine yapılan bir etkinlik veya müsabaka

Örnek cümleler:

1. I am going to watch a boxing bout tonight. (Bu akşam bir boks maçı izleyeceğim.)
2. She won the bout in the first round. (İlk turda maçı kazandı.)
3. The wrestling bout was intense and exciting. (Güreş maçı yoğun ve heyecan vericiydi.)
4. We lost the bout by only one point. (Sadece bir puanla maçı kaybettik.)
5. The tennis bout was postponed due to bad weather. (Tenis maçı kötü hava koşulları nedeniyle ertelendi.)
6. He trained hard for the bout, but unfortunately, he lost. (Maç için sıkı antrenman yaptı, ama maalesef kaybetti.)
7. The bout lasted for three rounds. (Maç üç tur boyunca sürdü.)
8. The bout was broadcasted live on television. (Maç canlı olarak televizyonda yayınlandı.)
9. The karate bout was held in a large sports hall. (Karate maçı büyük bir spor salonunda yapıldı.)
10. She was injured during the bout and had to withdraw from the competition. (Maç sırasında yaralandı ve yarışmadan çekilmek zorunda kaldı.)
11. The boxing bout was a title fight. (Boks maçı bir şampiyonluk maçıydı.)
12. He is the current champion in the lightweight bout. (Hafif sıkletteki maçta şu anda şampiyon.)
13. The bout between the two rivals was highly anticipated. (İki rakip arasındaki maç büyük bir heyecanla bekleniyordu.)
14. The bout was organized for charity. (Maç hayır için düzenlendi.)
15. The audience cheered loudly during the bout. (Seyirciler maç sırasında yüksek sesle tezahürat yaptılar.)
16. He suffered a knockout in the first round of the boxing bout. (Boks maçının ilk turunda nakavt oldu.)
17. The bout was judged by three experienced referees. (Maç üç deneyimli hakem tarafından yönetildi.)
18. The martial arts bout was held in a traditional Japanese dojo. (Dövüş sanatları maçı geleneksel bir Japon dojo’sunda yapıldı.)
19. The bout ended in a draw, and both fighters agreed to a rematch. (Maç berabere bitti ve her iki dövüşçü de bir rövanşa karar verdiler.)
20. The bout was intense and physically demanding, but he managed to win. (Maç yoğun ve fiziksel olarak zorlayıcıydı, ama kazanmayı başardı.)

Bout İle İlgili Cümleler Devamı

Örnek cümleler:

1. The mixed martial arts bout was a spectacular display of skill and athleticism. (Karma dövüş sanatları maçı, beceri ve atletizmin muhteşem bir gösterisine sahne oldu.)
2. The boxers shook hands before the bout as a sign of respect. (Boksörler, saygı göstergesi olarak maçtan önce el sıkıştılar.)
3. He was disqualified from the bout due to illegal moves. (Yasadışı hareketler nedeniyle maçtan diskalifiye edildi.)
4. The bout was scheduled for ten rounds, but it ended in the fifth round. (Maç on tur için planlandı, ancak beşinci turda bitti.)
5. She was nervous before the bout but managed to keep her composure. (Maçtan önce sinirliydi, ancak sakinliğini korumayı başardı.)
6. The kickboxing bout was a high-energy event with lots of action. (Kick boks maçı, hareketli bir etkinlikti ve çok eylem vardı.)
7. He suffered a minor injury during the bout but continued to fight. (Maç sırasında küçük bir yaralanma yaşadı, ancak mücadeleye devam etti.)
8. The bout was held in a crowded arena, and the atmosphere was electric. (Maç, kalabalık bir arenada yapıldı ve atmosfer elektrikliydi.)
9. The heavyweight bout was highly anticipated, and it did not disappoint. (Ağır sıklet maçı büyük bir heyecanla bekleniyordu ve hayal kırıklığına uğratmadı.)
10. The taekwondo bout was a showcase of skill and agility. (Taekwondo maçı, beceri ve çevikliğin bir gösterisiydi.)
11. The boxers hugged each other after the bout in a display of sportsmanship. (Boksörler, maçtan sonra sporculuk gösterisi olarak birbirlerine sarıldılar.)
12. The bout was stopped by the referee due to a medical issue. (Maç, bir tıbbi sorun nedeniyle hakem tarafından durduruldu.)
13. The karate bout featured some impressive high kicks and fast strikes. (Karate maçı, etkileyici yüksek tekmeler ve hızlı darbeler içeriyordu.)
14. He was disappointed with his performance in the bout and vowed to train harder. (Maçtaki performansıyla hayal kırıklığına uğradı ve daha sıkı antrenman yapacağına söz verdi.)
15. The MMA bout was a brutal and bloody affair. (MMA maçı, acımasız ve kanlı bir olaydı.)
16. The bout was a close one, but the judges gave the victory to the challenger. (Maç yakındı, ancak hakemler zaferi meydan okuyana verdiler.)
17. The kickboxing bout was an exciting back-and-forth battle with both fighters landing powerful strikes. (Kick boks maçı, güçlü darbelerin her iki dövüş