Skepticism İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Skepticism İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Skepticism

Skepticism, şüphecilik anlamına gelir. Bir fikir, inanç ya da önermenin doğru ya da yanlış olduğunu kesin bir şekilde kabul etmeyen kişilerin tutumudur.

  1. I approach all new information with a healthy dose of skepticism. (Yeni bilgileri her zaman sağlıklı bir şüphecilikle ele alırım.)
  2. His skepticism about the new project caused some delays. (Yeni projeye karşı olan şüpheciliği bazı gecikmelere neden oldu.)
  3. The scientists were skeptical about the validity of the study. (Bilim adamları araştırmanın geçerliliği konusunda şüpheliydi.)
  4. His skepticism prevented him from making any rash decisions. (Şüpheciliği, aceleci kararlar almasını engelledi.)
  5. I’m skeptical about the claims made by that company. (O şirketin iddiaları hakkında şüpheliyim.)
  6. His skepticism is a result of his past experiences. (Şüpheciliği, geçmiş deneyimlerinden kaynaklanıyor.)
  7. She approached the new proposal with skepticism. (Yeni öneriye şüpheyle yaklaştı.)
  8. His skepticism made him question everything he was told. (Şüpheciliği, kendisine söylenen her şeyi sorgulamasına neden oldu.)
  9. The journalist’s skepticism led her to investigate the story further. (Gazetecinin şüpheciliği, hikayeyi daha da araştırmasına yol açtı.)
  10. He remained skeptical about the results until they were confirmed by multiple sources. (Sonuçlar birden fazla kaynak tarafından onaylanana kadar şüpheli kaldı.)
  11. Her skepticism was justified when it turned out that the product didn’t work as advertised. (Ürünün tanıtıldığı gibi çalışmadığı ortaya çıkınca, şüphesi haklı çıktı.)
  12. The lawyer’s skepticism about the witness’s testimony was proven correct. (Avukatın şahit ifadesine karşı şüphesi doğru çıktı.)
  13. His skepticism towards the government’s policies was well-known. (Hükümetin politikalarına karşı şüphesi iyi biliniyordu.)
  14. She approached the new diet plan with skepticism, but it ended up working for her. (Yeni diyet planına şüpheyle yaklaştı, ama sonunda işe yaradı.)
  15. The CEO’s skepticism about the proposed merger caused some tension in the boardroom. (Önerilen birleşmeye karşı CEO’nun şüphesi, yönetim kurulunda bir gerilime neden oldu.)
  16. He was skeptical of the paranormal claims made by the psychic. (Medyumun yaptığı doğaüstü iddialara şüpheyle yaklaştı.)
  17. The teacher’s skepticism about the student’s excuse was justified when it turned out to be a lie. (Öğretmenin öğrencinin bahanesine karşı şüphesi, yalan olduğu ortaya çıkınca haklı çıktı.)
  18. His

skepticism about the safety of the new drug led to further testing. (Yeni ilacın güvenliği konusundaki şüphesi, daha fazla test yapılmasına neden oldu.)
19. The politician’s skepticism about the opposing party’s claims was evident in his speeches. (Karşı partiye karşı olan politikacının şüphesi konuşmalarında açıkça görülüyordu.)

  1. She approached the new relationship with skepticism, having been hurt in the past. (Geçmişte yaralanmış olması nedeniyle, yeni ilişkiye şüpheyle yaklaştı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.