Skateboard İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Skateboard: Kaykay
Skateboard, genellikle ahşap bir platform üzerine yerleştirilen tekerleklerle donatılmış bir tahtadır. Bu tahta, sürücüsünün ayakları altında kayarak ilerler.
Örnek Cümleler:
- I bought a new skateboard for my little brother. (Küçük kardeşime yeni bir kaykay aldım.)
- Skateboarding is my favorite hobby. (Kaykay yapmak en sevdiğim hobimdir.)
- He fell off his skateboard and hurt his knee. (Kaykayından düştü ve dizini incitti.)
- She used to skateboard to school every day. (Her gün okula kaykayla giderdi.)
- Skateboarding requires a lot of balance and coordination. (Kaykay yapmak çok denge ve koordinasyon gerektirir.)
- They built a new skatepark in the city. (Şehirde yeni bir kaykay parkı inşa ettiler.)
- Skateboarding can be dangerous if you don’t wear protective gear. (Korumalı ekipman takmazsanız kaykay yapmak tehlikeli olabilir.)
- He learned to skateboard when he was just six years old. (Sadece altı yaşındayken kaykay yapmayı öğrendi.)
- She loves to skateboard at the beach. (Plajda kaykay yapmaktan çok hoşlanır.)
- Skateboarders often perform tricks and stunts. (Kaykaycılar genellikle numaralar ve gösteriler yaparlar.)
- He bought a skateboard deck and wheels separately. (Kaykay platformunu ve tekerlekleri ayrı ayrı satın aldı.)
- She was sponsored by a skateboard company. (Bir kaykay şirketi tarafından desteklendi.)
- Skateboarding is not allowed in some public areas. (Bazı kamu alanlarında kaykay yapmak yasaktır.)
- He landed a perfect kickflip on his skateboard. (Kaykayında mükemmel bir kickflip yaptı.)
- Skateboard culture has its own fashion and music. (Kaykay kültürü kendi moda ve müziğine sahiptir.)
- They went on a skateboarding road trip across the country. (Ülke genelinde bir kaykay yolculuğuna çıktılar.)
- She won first place in a skateboarding competition. (Bir kaykay yarışmasında birinci oldu.)
- Skateboarders often use wax to make their boards slide more easily. (Kaykaycılar genellikle kaykaylarının daha kolay kayması için mum kullanırlar.)
- He customized his skateboard with his own graphics. (Kendi grafikleriyle kaykayını özelleştirdi.)
- Skateboarding can be a form of transportation as well as a sport. (Kaykay yapmak bir spor olduğu kadar bir ulaşım aracı da olabilir.)
- They had a skateboard ramp in their backyard. (Arka bahçelerinde bir kaykay rampası vardı.)
- He lost his skateboard in the park and couldn’t find it. (Parkta kaykayını kaybetti ve bulamadı.)
- She watched a lot of skateboarding videos on YouTube to improve her skills. (Becerilerini geliştirmek için YouTube’da birçok kaykay videosu izledi.)
- Skateboarding can be a great way to stay active and fit. (Kaykay yapmak aktif ve sağlıklı kalmak için harika bir yoldur.)
- He taught his younger brother how to skateboard. (Küçük kardeşine kaykay yapmayı öğretti.)
- She fell off her skateboard and broke her arm. (Kaykayından düştü ve kolunu kırdı.)
- Skateboarding is not just for boys, many girls also love the sport. (Kaykay sadece erkekler için değil, birçok kız da sporu seviyor.)
- He had a collection of vintage skateboards from the 80s. (80’lerden vintage kaykay koleksiyonu vardı.)
- She always wears a helmet and knee pads when skateboarding. (Kaykay yaparken her zaman kask ve dizlik takar.)
- Skateboarding was first popularized in California in the 1970s. (Kaykay ilk olarak 1970’lerde Kaliforniya’da popüler hale geldi.)
Hemen Yorum Yaz