Bombastic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bombastic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bombastic

Bombastic kelimesi Türkçe’de “heyecanlı, şişirme, abartılı” anlamına gelir.

  1. His bombastic speech was met with thunderous applause. (Onun şişirme konuşması coşkulu bir alkışla karşılandı.)
  2. She had a bombastic personality that often put people off. (Onun abartılı kişiliği insanları sık sık rahatsız ediyordu.)
  3. The politician’s bombastic promises proved to be empty. (Politikacının abartılı vaatleri boş çıktı.)
  4. The writer’s bombastic style made it difficult to understand his message. (Yazarın şişirme tarzı, mesajını anlamayı zorlaştırdı.)
  5. His bombastic claims about his accomplishments were quickly debunked. (Başarılarına ilişkin şişirme iddiaları hızla çürütüldü.)
  6. The movie’s bombastic soundtrack added to the overall intensity. (Filmin şişirme müzikleri genel yoğunluğu arttırdı.)
  7. The company’s bombastic advertising campaign failed to generate much interest. (Şirketin abartılı reklam kampanyası pek ilgi çekemedi.)
  8. Her bombastic outfit turned heads as she entered the party. (Abartılı kıyafetiyle partiye girdiğinde gözleri üzerinde topladı.)
  9. The CEO’s bombastic speech was intended to motivate the employees. (CEO’nun şişirme konuşması çalışanları motive etmek için amaçlanmıştı.)
  10. The teacher’s bombastic lectures often put students to sleep. (Öğretmenin abartılı dersleri öğrencileri sık sık uyuttu.)
  11. The book’s bombastic language made it difficult to take seriously. (Kitabın şişirme dili onu ciddiye almamızı zorlaştırdı.)
  12. The musician’s bombastic performance thrilled the audience. (Müzisyenin şişirme performansı seyircileri heyecanlandırdı.)
  13. The company’s bombastic claims about their product turned out to be true. (Şirketin ürünleriyle ilgili abartılı iddiaları doğru çıktı.)
  14. His bombastic gestures were unnecessary and over the top. (Onun şişirme hareketleri gereksiz ve aşırıydı.)
  15. The politician’s bombastic rhetoric failed to sway the voters. (Politikacının abartılı söylemleri seçmenleri etkilemeyi başaramadı.)
  16. The director’s bombastic vision for the movie didn’t resonate with audiences. (Yönetmenin abartılı film vizyonu seyircilerle uyumlu değildi.)
  17. The artist’s bombastic paintings were both beautiful and overwhelming. (Sanatçının şişirme tabloları hem güzeldi hem de etkileyiciydi.)
  18. The writer’s bombastic style was criticized for being pretentious. (Yazarın şişirme tarzı, kendini beğenmişlikle eleştirildi.)
  19. The CEO’s bombastic announcement about the company’s future plans

was met with skepticism from investors. (Şirketin gelecek planlarına ilişkin CEO’nun şişirme açıklaması yatırımcılardan şüpheyle karşılandı.)
20. The singer’s bombastic performance at the concert left the audience in awe. (Şarkıcının konserdeki şişirme performansı seyircileri hayrete düşürdü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.