Signpost İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Signpost İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Signpost Nedir?

Signpost, yolun belirli bir noktasına işaret eden bir yol işaretidir. Genellikle yolun ne tarafa gideceğini veya belirli bir yerin yolunu gösterir.

Örnek cümleler:

1. We followed the signpost to get to the nearest gas station. (En yakın benzin istasyonuna gitmek için işaret tabelasını takip ettik.)
2. The signpost pointed us in the direction of the waterfall. (İşaret tabela, bizi şelalenin yolunu gösteren yöne işaret etti.)
3. I’m lost, I wish there was a signpost to guide me. (Kayboldum, beni yönlendirecek bir işaret tabelası olsaydı keşke.)
4. The signpost at the entrance of the park showed us the different trails. (Parkın girişindeki işaret tabela, bize farklı patikaları gösterdi.)
5. The signpost at the crossroads was badly damaged. (Kavşaktaki işaret tabela ciddi şekilde hasar görmüştü.)
6. We had to look for the signpost to find the right turn. (Doğru dönemece ulaşmak için işaret tabelasını aramak zorunda kaldık.)
7. The signpost indicated that the town was 10 miles away. (İşaret tabela, şehrin 10 mil uzakta olduğunu belirtiyordu.)
8. Without the signpost, we would have missed the exit. (İşaret tabelası olmasaydı, çıkışı kaçırırdık.)
9. The signpost was covered in snow, making it hard to see. (İşaret tabela karla kaplıydı, bu nedenle zor görülüyordu.)
10. The signpost was made of wood and looked rustic. (İşaret tabela ahşaptan yapılmıştı ve rustik bir görünüme sahipti.)
11. The signpost had different symbols on it to indicate different places of interest. (İşaret tabela, farklı ilgi noktalarını belirtmek için farklı sembollere sahipti.)
12. We had to stop and read the signpost to make sure we were on the right track. (Doğru yolda olduğumuzdan emin olmak için işaret tabela okumak zorunda kaldık.)
13. The signpost was written in both English and French. (İşaret tabela İngilizce ve Fransızca olarak yazılmıştı.)
14. The signpost was missing, which made it difficult for us to find our way. (İşaret tabela kayıp olduğu için yolumuzu bulmak zordu.)
15. The signpost was placed at a strategic location, where many roads intersected. (İşaret tabela, birçok yolun kesiştiği stratejik bir konumda yerleştirildi.)
16. The signpost was brightly colored to make it more visible. (İşaret tabela daha iyi görünür olması için parlak renklere sahipti.)
17. The signpost was very old and had been there for many years. (İşaret tabela çok eskiydi ve uzun yıllar boyunca orada kalmışt

18. The signpost had arrows pointing in different directions to indicate the different paths. (İşaret tabela farklı yolları göstermek için farklı yönlere işaret eden oklar içeriyordu.)
19. The signpost was vandalized, making it difficult for us to find our way. (İşaret tabela vandalize edilmişti, bu nedenle yolumuzu bulmak zordu.)
20. We were relieved when we saw the signpost because we knew we were close to our destination. (İşaret tabelasını gördüğümüzde rahatladık çünkü hedefimize yakın olduğumuzu biliyorduk.)