Sightless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sightless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sightless Kelimesinin Türkçe Anlamı:

Sightless kelimesi “kör” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The sightless man relied on his other senses to navigate through the city. (Kör adam şehirde gezinmek için diğer duyularına güveniyordu.)
2. She was born sightless and had never seen the colors of the world. (O, doğuştan kör olduğu için dünyanın renklerini hiç görmemişti.)
3. The sightless cat was able to find its way around the house using its keen sense of hearing. (Kör kedi, keskin işitme duyusu sayesinde evde yolunu bulabildi.)
4. The sightless musician played the piano beautifully, despite never being able to see the keys. (Kör müzisyen, tuşları hiç görememesine rağmen piyano çalmayı güzel bir şekilde başardı.)
5. The sightless student used a braille book to read her lessons. (Kör öğrenci, derslerini okumak için kabartmalı bir kitap kullandı.)
6. The sightless man’s guide dog was his faithful companion, helping him navigate through the world. (Kör adamın rehber köpeği, ona dünyada gezinmesinde yardımcı olan sadık bir arkadaşıydı.)
7. The sightless artist was able to create stunning sculptures through her sense of touch. (Kör sanatçı, dokunma duyusu sayesinde şaşırtıcı heykeller yaratmayı başardı.)
8. The sightless athlete relied on his guide to navigate the race course. (Kör sporcu, yarış parkurunda yolunu bulmak için rehberine güveniyordu.)
9. The sightless woman listened intently to the sounds of nature around her. (Kör kadın, çevresindeki doğa seslerine dikkatle dinledi.)
10. The sightless child used a cane to feel his way around the playground. (Kör çocuk, oyun parkında yolunu bulmak için baston kullanıyordu.)
11. The sightless hiker relied on his guide to lead him through the mountain trail. (Kör yürüyüşçü, dağ yolunda ilerlemek için rehberine güveniyordu.)
12. The sightless woman had a beautiful singing voice, despite never being able to see the audience. (Kör kadın, hiçbir zaman izleyiciyi görememesine rağmen güzel bir şarkı söyleme sesine sahipti.)
13. The sightless traveler used his sense of smell to explore new places. (Kör gezgin, yeni yerleri keşfetmek için koku duyusunu kullanıyordu.)
14. The sightless couple fell in love through their conversations and shared experiences. (Kör çift, konuşmaları ve paylaşılan deneyimleriyle aşık oldular.)
15. The sightless woman could identify different fabrics by touch alone. (Kör kadın, sadece dokunarak farklı kumaşları tanıyabilirdi.)
16. The sightless man’s sense of taste was particularly sharp

17. The sightless dancer moved gracefully across the stage, relying on her muscle memory to remember the choreography. (Kör dansçı, koreografiyi hatırlamak için kas hafızasına güvenerek sahnede zarif bir şekilde hareket etti.)
18. The sightless student excelled in her classes, using her strong memory and listening skills to succeed. (Kör öğrenci, güçlü hafızası ve dinleme becerilerini kullanarak derslerinde başarılı oldu.)
19. The sightless woman enjoyed cooking and could identify ingredients by taste and smell. (Kör kadın, yemek yapmaktan keyif alırdı ve tat ve kokuyla malzemeleri tanıyabilirdi.)
20. The sightless man’s sense of touch was so refined that he could distinguish between different types of sandpaper just by feeling it. (Kör adamın dokunma duyusu o kadar hassastı ki, sadece hissederek farklı türde zımparaları ayırt edebilirdi.)