Sigh İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sigh İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sigh Nedir?


Sigh kelimesi Türkçe’de “iç çekme” anlamına gelir. Bu kelime genellikle hayal kırıklığı, sıkıntı, üzüntü veya yorgunluk gibi duyguların ifadesinde kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. She let out a long sigh when she heard the news. (Haberleri duyunca uzun bir iç çekti.)
  2. I sighed with relief when the exam was finally over. (Sınav sonunda bittiğinde rahatlama içinde iç çektim.)
  3. He sighed deeply and looked out the window. (Derin bir iç çekti ve pencereden dışarı baktı.)
  4. She couldn’t help but sigh at the sight of the beautiful sunset. (Güzel gün batımı manzarasını görünce iç çekmeden edemedi.)
  5. He let out a loud sigh and shook his head. (Yüksek sesle iç çekti ve başını salladı.)
  6. She sighed and said, “I don’t know what to do.” (İç çekti ve “Ne yapacağımı bilmiyorum” dedi.)
  7. He looked at her and sighed, “You’re always so stubborn.” (Ona baktı ve “Sen her zaman bu kadar inatçısın” diye iç çekti.)
  8. She let out a heavy sigh and leaned back in her chair. (Ağır bir iç çekişle geriye doğru sandalyesine yaslandı.)
  9. He sighed in frustration when he realized he had forgotten his keys. (Anahtarlarını unuttuğunu fark edince hayal kırıklığına uğrayarak iç çekti.)
  10. She sighed and muttered, “Why does this always happen to me?” (İç çekti ve mırıldandı, “Bu neden her zaman benim başıma geliyor?”)
  11. He let out a long, tired sigh after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra yorgun bir şekilde uzun bir iç çekiş yaptı.)
  12. She sighed and rolled her eyes when she heard her sister’s silly joke. (Kız kardeşinin aptalca şakasını duyunca iç çekti ve gözlerini devirdi.)
  13. He let out a small sigh of contentment as he sipped his coffee. (Kahvesini yudumlarken memnuniyetle küçük bir iç çekiş yaptı.)
  14. She sighed wistfully as she looked through old photo albums. (Eski fotoğraf albümlerine bakarken özlemle iç çekti.)
  15. He sighed and admitted, “I made a mistake.” (İç çekti ve “Bir hata yaptım” dedi.)
  16. She let out a sigh of relief when she finally found her lost phone. (Kaybolan telefonunu sonunda bulunca rahatlama içinde iç çekti.)
  17. He sighed heavily and said, “I don’t know what to do about this problem.” (Ağır bir iç çekişle “Bu sorun hakkında ne yapacağımı bilmiyorum” dedi.)
  18. She couldn’t help but sigh when

she saw the huge pile of dirty dishes in the sink. (Lavaboda duran büyük kirli tabak yığınına bakınca iç çekmeden edemedi.)
19. He sighed and shook his head in disbelief when he heard the outrageous price of the new car. (Yeni arabasının aşırı yüksek fiyatını duyunca şaşkınlıkla iç çekti ve başını salladı.)

  1. She let out a small, sad sigh when she heard that her favorite restaurant had closed. (En sevdiği restoranın kapandığını duyunca küçük ve üzgün bir iç çekiş yaptı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.