Shred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shred Nedir?

Shred kelimesi İngilizce bir fiildir ve “parçalamak, yırtmak” anlamına gelir. Bu kelime sıklıkla kağıt, kumaş, plastik veya metal gibi malzemeleri parçalamak veya yok etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I need to shred these papers before I throw them away. (Bu kağıtları atmadan önce parçalamam gerek.)
2. The wind was so strong that it shredded the tent to pieces. (Rüzgar o kadar güçlüydü ki çadırı parçaladı.)
3. She used a cheese grater to shred the block of cheddar. (Cheddar bloğunu parçalamak için peynir rendesi kullandı.)
4. The snowboarder shredded down the mountain at high speed. (Kaykaycı yüksek hızda dağdan aşağı parçalandı.)
5. He accidentally shredded his shirt on a nail sticking out of the wall. (Duvarda çıkan bir çiviye kazara gömleğini yırttı.)
6. The company shredded all of its sensitive documents to protect against identity theft. (Kimlik hırsızlığına karşı korunmak için şirket tüm hassas belgelerini parçaladı.)
7. She shredded the lettuce for the salad. (Salata için marulu parçaladı.)
8. The guitarist shredded an incredible solo during the concert. (Gitarist konserde inanılmaz bir solo çaldı.)
9. The machine is designed to shred old credit cards. (Makine eski kredi kartlarını parçalamak için tasarlanmıştır.)
10. I accidentally shredded my hand on a broken piece of glass. (Kırık bir cam parçasında elimi yanlışlıkla yırttım.)
11. The hurricane shredded the coastline, leaving many homes in ruins. (Kasırga kıyı şeridini yırttı, birçok ev enkaz halinde kaldı.)
12. The dog shredded the couch cushions while we were out. (Köpek, biz yokken kanepenin minderlerini yırttı.)
13. She shredded the chicken for the tacos. (Takolara tavuğu parçaladı.)
14. The skateboarder shredded the empty pool. (Kaykaycı boş havuzu parçaladı.)
15. I like to shred old magazines and use them for collages. (Eski dergileri parçalamayı severim ve kollajlar için kullanırım.)
16. The shredder broke down after we tried to shred too many papers at once. (Kağıtları birden fazla parçalamaya çalıştıktan sonra parçalayıcı bozuldu.)
17. The cat shredded the curtains trying to catch a bug. (Kedi bir böceği yakalamaya çalışırken perdeyi yırttı.)
18. She’s been working out so much that she’s shredding the fat. (O kadar çok antrenman yapıyor ki yağı parçalıyor.)
19. The politician’s opponents tried to shred his reputation with false accusations. (Siyasetçinin rakipleri yanlış suçlamalarla onun

ü reputasyonunu parçalamaya çalıştılar.)
20. The document contained sensitive information, so we shredded it after we were done with it. (Belge hassas bilgi içeriyordu, bu yüzden işimiz bittiğinde parçaladık.)

(Türkçe çeviriler, cümlelerin sonunda yer almaktadır.)