Shoulder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shoulder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shoulder Nedir?

Shoulder, Türkçe’de omuz anlamına gelir. Vücudun üst kısmında yer alan, koldan gövdeye kadar uzanan ve birçok kasın, kemiklerin ve eklemlerin bir arada çalışarak hareket etmesini sağlayan bir yapıdır.

Örnek Cümleler:

  1. I hurt my shoulder while playing basketball. (Basketbol oynarken omzumu incittim.)
  2. He put his arm around her shoulder. (Omuzuna kolunu attı.)
  3. The backpack was too heavy for my shoulder. (Sırt çantam omzum için çok ağırdı.)
  4. She wore a dress with a one-shoulder design. (Tek omuzlu bir tasarıma sahip bir elbise giydi.)
  5. The surgeon operated on his patient’s injured shoulder. (Cerrah, hasta olan omzunun ameliyatını yaptı.)
  6. She shrugged her shoulders in response to the question. (Soruya yanıt olarak omuzlarını silkti.)
  7. He carried the groceries on his shoulder. (Market alışverişini omuzunda taşıdı.)
  8. The bride’s dress had intricate lace detailing on the shoulders. (Gelinin elbisesinde omuzlarda karmaşık dantel detayları vardı.)
  9. He leaned his head on her shoulder and sighed. (Başını omuzuna yasladı ve iç çekti.)
  10. She felt a tap on her shoulder and turned around to see who it was. (Omuzuna dokunuş hissetti ve kim olduğunu görmek için döndü.)
  11. He dislocated his shoulder during the football game. (Futbol maçında omzunu çıkardı.)
  12. The soldier carried his injured comrade on his shoulder. (Asker, yaralı arkadaşını omzunda taşıdı.)
  13. She wore a necklace that draped over her shoulders. (Omuzlarına sarkan bir kolye taktı.)
  14. The jacket had shoulder pads to create a more structured look. (Ceket, daha yapısal bir görünüm oluşturmak için omuz dolguları vardı.)
  15. He rubbed his sore shoulder after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra ağrıyan omzunu ovdu.)
  16. The teacher put her hand on the student’s shoulder to comfort her. (Öğretmen, öğrenciyi rahatlatmak için omzuna elini koydu.)
  17. The painting showed a figure with broad shoulders and a narrow waist. (Resim, geniş omuzları ve dar beli olan bir figürü gösteriyordu.)
  18. She stood on her tiptoes to kiss him on the shoulder. (Onu omzundan öpmek için parmak uçlarına tırmandı.)
  19. He was proud to carry on his family’s tradition of being strong-shouldered. (Güçlü omuzlu olma aile geleneğini sürdürmekten gurur duyuyordu.)
  20. The chiropractor adjusted her patient’s shoulder to relieve the pain. (Kiropraktör, ağrıyı hafifletmek için hastasının om

zunu ayarladı.)

Bu örnek cümleler omuz kelimesinin farklı anlamlarını ve kullanımlarını göstermektedir. Omuz, vücudun üst kısmında yer alan bir yapı olduğu için, sık sık fiziksel aktivitelerde, günlük hayatta ve hatta kıyafetlerde kullanılır. Ayrıca, birinin omzuna dokunma veya omuzlarını silkeleme gibi jestler, duygusal veya sosyal anlamlar taşıyabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.