Shoplifter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Shoplifter Nedir?
Shoplifter, mağaza hırsızı anlamına gelir. Mağazalarda ürün çalan kişilere verilen bir isimdir.
Örnek Cümleler:
- The shoplifter was caught stealing clothes from the store. (Mağaza hırsızı, mağazadan kıyafet çalmaya çalışırken yakalandı.)
- The security guard chased the shoplifter out of the store. (Güvenlik görevlisi mağaza hırsızını mağazadan kovaladı.)
- The shoplifter was arrested and charged with theft. (Mağaza hırsızı tutuklandı ve hırsızlık suçundan suçlandı.)
- The store has a zero-tolerance policy for shoplifters. (Mağaza, mağaza hırsızları için sıfır hoşgörü politikası uygular.)
- The shoplifter stole a watch from the jewelry counter. (Mağaza hırsızı, mücevher tezgahından bir saat çaldı.)
- The shoplifter was caught on camera stealing a purse. (Mağaza hırsızı, kamera tarafından bir çanta çalarken yakalandı.)
- The shoplifter was a teenager who stole candy from the store. (Mağaza hırsızı, mağazadan şeker çalan bir gençti.)
- The shoplifter tried to run away, but the police caught him. (Mağaza hırsızı kaçmaya çalıştı, ancak polis onu yakaladı.)
- The shoplifter was banned from the store for life. (Mağaza hırsızı ömür boyu mağazadan yasaklandı.)
- The shoplifter pretended to be browsing, but he was really looking for things to steal. (Mağaza hırsızı geziyormuş gibi yaparken, aslında çalacak şeyler arıyordu.)
- The shoplifter used a distraction technique to steal a laptop. (Mağaza hırsızı bir dizüstü bilgisayar çalmak için bir dikkat dağıtma tekniği kullandı.)
- The shoplifter was caught with stolen goods in his bag. (Mağaza hırsızı, çantasında çalınmış mallarla yakalandı.)
- The shoplifter’s actions caused the store to lose money. (Mağaza hırsızının eylemleri, mağazanın para kaybetmesine neden oldu.)
- The shoplifter
- was banned from all the stores in the mall for shoplifting. (Mağaza hırsızı, tüm mağazalarda hırsızlık yapmaktan dolayı AVM’den yasaklandı.)
- The shoplifter was caught red-handed stealing a wallet from a customer’s purse. (Mağaza hırsızı, müşterinin çantasından cüzdan çalarken suçüstü yakalandı.)
- The shoplifter tried to blame the theft on someone else, but the evidence proved otherwise. (Mağaza hırsızı, hırsızlığı başka birine yıkmaya çalıştı, ancak kanıtlar aksi yönde çıktı.)
- The shoplifter was a repeat offender, and had been caught stealing from the same store before. (Mağaza hırsızı daha önce aynı mağazadan çalarken yakalanmış ve tekrar suç işlemişti.)
- The shoplifter’s family was ashamed of his behavior and tried to make amends with the store. (Mağaza hırsızının ailesi, davranışlarından utanmış ve mağaza ile barışmaya çalışmıştı.)
- The shoplifter was sentenced to community service as part of his punishment. (Mağaza hırsızı cezasının bir parçası olarak toplum hizmeti cezasına çarptırıldı.)
- The store implemented new security measures to prevent shoplifters from stealing merchandise. (Mağaza, hırsızların mal çalmalarını engellemek için yeni güvenlik önlemleri aldı.)
Türkçe Karşılıkları:
- Mağaza hırsızı, mağazadan kıyafet çalmaya çalışırken yakalandı.
- Güvenlik görevlisi mağaza hırsızını mağazadan kovaladı.
- Mağaza hırsızı tutuklandı ve hırsızlık suçundan suçlandı.
- Mağaza, mağaza hırsızları için sıfır hoşgörü politikası uygular.
- Mağaza hırsızı, mücevher tezgahından bir saat çaldı.
- Mağaza hırsızı, kamera tarafından bir çanta çalarken yakalandı.
- Mağaza hırsızı, mağazadan şeker çalan bir gençti.
- Mağaza hırsızı kaçmaya çalıştı, ancak polis onu yakaladı.
- Mağaza hırsızı ömür boyu mağazadan yasaklandı.
- Mağaza hırsızı geziyormuş gibi yaparken, aslında çalacak şeyler arıyordu.
- Mağaza hırsızı bir diz
Hemen Yorum Yaz