Shifty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shifty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shifty Nedir?

Shifty, “çok değişkenli” veya “şüpheli” anlamına gelen bir sıfattır. Bir kişinin davranışları veya bir durumun karakteri hakkında şüpheler uyandıran veya güven vermeyen bir hissi ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. He has a shifty look in his eyes. (Gözlerinde şüpheli bir bakış var.)
  2. The shifty behavior of the politician raised some questions. (Politikacının şüpheli davranışları bazı soruları gündeme getirdi.)
  3. I don’t trust him, he seems shifty. (Ona güvenmiyorum, şüpheli görünüyor.)
  4. The shifty salesman tried to sell me a broken product. (Şüpheli satıcı, bana bozuk bir ürün satmaya çalıştı.)
  5. Her shifty movements made me nervous. (Onun şüpheli hareketleri beni endişelendirdi.)
  6. The police officer noticed the shifty behavior of the suspect. (Polis memuru, şüphelinin şüpheli davranışlarını fark etti.)
  7. I have a shifty feeling about this situation. (Bu durumla ilgili şüpheli bir hissim var.)
  8. The shifty character of the stranger made me wary. (Yabancının şüpheli karakteri beni tedirgin etti.)
  9. He had a shifty demeanor that made me doubt his intentions. (Onun şüpheli tavırları, niyetlerine şüpheyle bakmama sebep oldu.)
  10. I can’t put my finger on it, but there’s something shifty about him. (Parmağımı koyacak bir şey bulamıyorum ama onda bir şüphe var.)
  11. The shifty nature of the situation made me uneasy. (Durumun şüpheli doğası beni huzursuz etti.)
  12. She gave me a shifty look before walking away. (Uzaklaşmadan önce bana şüpheli bir bakış attı.)
  13. I caught him in a shifty act. (Onu şüpheli bir harekette yakaladım.)
  14. The shifty employee was caught stealing from the company. (Şüpheli çalışan, şirketten çalarken yakalandı.)
  15. The shifty behavior of the dog indicated that something was wrong. (Köpeğin şüpheli davranışları bir şeylerin yanlış olduğunu gösteriyordu.)
  16. I felt uncomfortable around the shifty stranger. (Şüpheli yabancı etrafımda rahat hissetmemi engelledi.)
  17. The shifty look on his face made me suspicious. (Yüzündeki şüpheli ifade beni şüphelendirdi.)
  18. His shifty explanation didn’t convince me. (Onun şüpheli açıklaması beni ikna etmedi.)
  19. I don’t want to do business with him, he seems too shifty. (Onunla iş yapmak istemiyorum, çok şüpheli görünüyor.)
  20. The shifty atmosphere

in the room made me feel uneasy. (Odadaki şüpheli atmosfer beni rahatsız etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.