Severe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Severe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Severe

Severe, “şiddetli, sert, ciddi” gibi anlamlara gelen bir İngilizce kelime.

Örnek Cümleler:

1. Severe weather warnings have been issued for the whole country. (Tüm ülke için şiddetli hava uyarıları yayınlandı.)
2. He suffered a severe injury in the accident. (Kazada ciddi bir yaralanma geçirdi.)
3. The storm caused severe damage to the building. (Fırtına binaya ciddi hasar verdi.)
4. The patient was in severe pain. (Hasta ciddi acı çekiyordu.)
5. The government has imposed severe penalties for those who break the law. (Hükümet, yasaları ihlal edenler için ciddi cezalar uyguladı.)
6. The drought has caused severe water shortages in the region. (Kuraklık, bölgede ciddi su sıkıntısına neden oldu.)
7. The company suffered severe losses last year. (Şirket geçen yıl ciddi zararlar yaşadı.)
8. The disease can have severe consequences if left untreated. (Hastalık tedavi edilmezse ciddi sonuçlar doğurabilir.)
9. The earthquake caused severe damage to the city’s infrastructure. (Deprem şehrin altyapısına ciddi zarar verdi.)
10. The team received severe criticism for their poor performance. (Takım kötü performansı nedeniyle ciddi eleştiriler aldı.)
11. The company has implemented severe cost-cutting measures. (Şirket ciddi maliyet tasarrufu önlemleri uyguladı.)
12. The patient was in severe respiratory distress. (Hasta ciddi solunum sıkıntısı çekiyordu.)
13. The country is facing a severe economic crisis. (Ülke ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya.)
14. The storm caused severe flooding in many areas. (Fırtına birçok bölgede ciddi sel baskınlarına neden oldu.)
15. The patient’s condition is severe and requires immediate attention. (Hastanın durumu ciddi ve acil müdahale gerektiriyor.)
16. The government has taken severe measures to prevent the spread of the virus. (Hükümet virüsün yayılmasını önlemek için ciddi önlemler aldı.)
17. The accident caused

=color:blue>severe traffic congestion on the highway. (Kaza, otoyolda ciddi trafik sıkışıklığına neden oldu.)
18. The company faces severe competition in the market. (Şirket piyasada ciddi rekabetle karşı karşıya.)

19. The patient’s illness has reached a severe stage. (Hastalık ciddi bir aşamaya ulaşmış durumda.)
20. The drought has caused severe crop failures in the area. (Kuraklık bölgede ciddi hasat kayıplarına neden oldu.)