Segregate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Segregate
Segregate, “ayırmak” veya “ayrılmak” anlamına gelen bir fiildir.
- The company has decided to segregate its waste materials for recycling purposes. (Şirket, geri dönüşüm amaçlı atık malzemelerini ayırmaya karar verdi.)
- The school decided to segregate the students by gender. (Okul, öğrencileri cinsiyetlerine göre ayırmaya karar verdi.)
- Racial segregation was a major issue in the United States during the 20th century. (Irk ayrımcılığı, 20. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri’nde önemli bir konuydu.)
- The government plans to segregate prisoners based on their offense. (Hükümet, mahkumları suçlarına göre ayırmayı planlıyor.)
- The hotel has a policy of segregating smokers from non-smokers. (Otel, sigara içenleri sigara içmeyenlerden ayırma politikasına sahiptir.)
- The town council decided to segregate the recycling bins from the regular trash cans. (Belediye meclisi, geri dönüşüm kutularını normal çöp kutularından ayırmaya karar verdi.)
- The teacher segregated the troublemakers from the rest of the class. (Öğretmen, sorun çıkaran öğrencileri sınıfın geri kalanından ayırdı.)
- The court ordered the bank to segregate the funds of the deceased account holder. (Mahkeme, ölen hesap sahibinin fonlarını ayırmak için bankaya emir verdi.)
- The airport segregates passengers based on their destination. (Havalimanı, yolcuları hedeflerine göre ayırır.)
- The government is working to segregate hazardous waste from non-hazardous waste. (Hükümet, tehlikeli atıkları tehlikeli olmayan atıklardan ayırmak için çalışıyor.)
- The museum segregated the artwork by time period. (Müze, sanat eserlerini zaman dilimine göre ayırdı.)
- The city has plans to segregate bike lanes from regular traffic. (Şehir, bisiklet yollarını normal trafikten ayırmak için planları var.)
- The company segregates its employees based on job function. (Şirket, işlevlerine göre çalışanlarını ayırır.)
- The school segregates students with special needs into different classrooms. (Okul, özel ihtiyaçları olan öğrenc
üleri farklı sınıflara ayırır.)
15. The prison segregates maximum-security inmates from minimum-security inmates. (Cezaevi, en yüksek güvenlikli mahkumları en düşük güvenlikli mahkumlardan ayırır.)
- The company segregates its financial data from its marketing data. (Şirket, finansal verilerini pazarlama verilerinden ayırır.)
- The city segregates its trash into different categories for recycling. (Şehir, atıklarını geri dönüşüm için farklı kategorilere ayırır.)
- The airline segregates passengers by seating class. (Havayolu, yolcuları koltuk sınıfına göre ayırır.)
- The hospital segregates infectious patients from non-infectious patients. (Hastane, enfekte hastaları enfekte olmayan hastalardan ayırır.)
- The country is working to segregate its renewable energy sources from non-renewable energy sources. (Ülke, yenilenebilir enerji kaynaklarını yenilenemez enerji kaynaklarından ayırmak için çalışıyor.)
Hemen Yorum Yaz