Becalm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Becalm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Becalm İle İlgili Cümleler

Becalm, İngilizce bir denizcilik terimidir ve denizcilikte gemilerin hareketsiz kaldığı durumları ifade eder. Bu durum, rüzgarın kesilmesi, denizin durgunlaşması ya da teknik bir arızadan kaynaklanabilir.

  1. The ship was becalmed for three days, unable to move. (Gemi üç gün boyunca hareketsiz kaldı.)
  2. We were becalmed in the middle of the ocean for hours. (Saatin ortasında saatlerce hareketsiz kaldık.)
  3. The yacht was becalmed in a cove and the passengers had to swim to the shore. (Yat bir koyda mahsur kaldı ve yolcular kıyıya yüzmek zorunda kaldı.)
  4. They were becalmed on their way to the island and had to spend the night on the boat. (Ada yolculuklarında hareketsiz kaldılar ve geceyi teknede geçirmek zorunda kaldılar.)
  5. The sailors were becalmed in the bay and had to wait for the tide to change. (Denizciler, koyda hareketsiz kaldılar ve gelgitin değişmesini beklemek zorunda kaldılar.)
  6. The ship’s engine malfunctioned and it was becalmed in the middle of the ocean. (Geminin motoru arızalandı ve ortasında becalmed kaldı.)
  7. The yacht was becalmed near the shore and the crew had to row to the marina. (Yat, kıyıya yakın bir yerde becalmed kaldı ve mürettebat marinaya kürek çekmek zorunda kaldı.)
  8. The sailboat was becalmed because of the calm weather. (Yelkenli, sakin hava nedeniyle becalmed kaldı.)
  9. The ship was becalmed and the crew had to wait for a passing ship to tow them. (Gemi becalmed kaldı ve mürettebatın kendilerini çekecek bir geçen gemiyi beklemesi gerekti.)
  10. The fishing boat was becalmed and the fishermen had to wait for a rescue team to arrive. (Balıkçı teknesi becalmed kaldı ve balıkçıların bir kurtarma ekibini beklemesi gerekti.)
  11. The sailboat was becalmed for hours before a light breeze finally picked up. (Yelkenli saatlerce becalmed kaldıktan sonra nihayet hafif bir rüzgar esmeye başladı.)
  12. The ship was becalmed in the doldrums, a notorious area for calm winds. (Gemi, sakin hava için kötü şöhretli olan doldrums’da becalmed kaldı.)
  13. The yacht was becalmed and the passengers had a peaceful evening watching the sunset. (Yat becalmed kaldı ve yolcular, gün batımını izleyerek huzurlu bir akşam geçirdiler.)
  14. The ship was becalmed in a dangerous area, leaving it vulnerable to pirate attacks. (Gemi, tehlikeli bir bölgede becalmed

kaldı ve korsan saldırılarına karşı savunmasız kaldı.)
15. The sailboat was becalmed in the bay and the crew had to anchor it until the wind picked up. (Yelkenli, koyda becalmed kaldı ve mürettebat rüzgar esene kadar demirlemek zorunda kaldı.)

  1. The ship was becalmed and the passengers used the time to play games and enjoy the view. (Gemi becalmed kaldı ve yolcular, oyun oynamak ve manzaranın keyfini çıkarmak için zamanlarını kullandılar.)
  2. The fishermen were becalmed and they took the opportunity to repair their nets. (Balıkçılar becalmed kaldılar ve ağlarını tamir etmek için fırsattan yararlandılar.)
  3. The yacht was becalmed and the captain decided to have a barbecue on the deck. (Yat becalmed kaldı ve kaptan güverte üzerinde bir barbekü yapmaya karar verdi.)
  4. The ship was becalmed and the crew used the time to clean the deck and perform maintenance tasks. (Gemi becalmed kaldı ve mürettebat güverteyi temizlemek ve bakım görevlerini yerine getirmek için zamanlarını kullandı.)
  5. The sailboat was becalmed in a picturesque bay, allowing the passengers to take stunning photos. (Yelkenli, güzel bir koyda becalmed kaldı ve yolcuların muhteşem fotoğraflar çekmelerine olanak sağladı.)

(Türkçe çeviriler koyu olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.