Secrecy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Secrecy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Secrecy

Türkçe Anlamı: Gizlilik, saklılık, gizemlilik.

1. She demanded complete secrecy about their plans. – (Planlarıyla ilgili tamamen gizlilik istedi.)
2. The company operates in secrecy to avoid its competitors’ prying eyes. – (Şirket, rakiplerinin gözleri önünde olmamak için gizlilik içinde faaliyet gösteriyor.)
3. The government’s actions are shrouded in secrecy. – (Hükümetin eylemleri gizemli bir şekilde örtülüdür.)
4. He revealed the secret in a moment of weakness. – (Zayıf bir anında sırrı açıkladı.)
5. The espionage activities were conducted with great secrecy. – (Casusluk faaliyetleri büyük bir gizlilik içinde gerçekleştirildi.)
6. They maintained secrecy until the project was completed. – (Proje tamamlanana kadar gizliliği korudular.)
7. The company’s financial records are kept in strict secrecy. – (Şirketin mali kayıtları sıkı bir gizlilik içinde tutuluyor.)
8. The spy was trained to work in secrecy. – (Casus gizlilik içinde çalışmak için eğitildi.)
9. The government promised to lift the veil of secrecy surrounding the investigation. – (Hükümet, soruşturma etrafındaki gizlilik perdesini kaldırmayı vaat etti.)
10. The couple exchanged their vows in secrecy. – (Çift, yeminlerini gizlilik içinde değiştirdi.)
11. He couldn’t keep the secrecy of the confidential information. – (Özel bilginin gizliliğini koruyamadı.)
12. The organization was forced to operate in secrecy due to government pressure. – (Örgüt, hükümet baskısı nedeniyle gizlilik içinde faaliyet göstermek zorunda kaldı.)
13. The government is accused of maintaining too much secrecy. – (Hükümet, fazla gizlilik koruduğuyla suçlanıyor.)
14. They agreed to keep their meeting in secrecy. – (Toplantılarını gizlilik içinde tutmaya karar verdiler.)
15. The novel is shrouded in secrecy, with no one knowing the author’s true identity. – (Roman, kimliği bilinmeyen yazarın gizliliğiyle örtülüdür.)
16. The police were unable to crack the suspect’s secrecy. – (Polis, şüphelinin gizliliğini kıramadı.)
17. The business deal was made in secrecy to avoid media attention. – (İş anlaşması, medya ilgisinden kaçınmak için gizli yapıldı.)
18. He broke his oath of secrecy by revealing classified information. – (

Gizli bilgiyi açığa çıkararak gizlilik yemini bozdu.)
19. The organization was shrouded in secrecy, with only a few members knowing its true purpose. – (Örgüt, gerçek amacını bilen sadece birkaç üyeyle örtülüdür.)

20. The government was criticized for its lack of transparency and excessive secrecy. – (Hükümet, şeffaflık eksikliği ve aşırı gizlilik nedeniyle eleştirildi.)