Seasoned İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Seasoned İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Seasoned Nedir?

Seasoned, “baharatlanmış, tatlandırılmış, olgunlaştırılmış” gibi anlamlara gelen bir sıfattır. Genellikle yemeklerde kullanılan baharatların eklenmesiyle elde edilen lezzetli bir tat anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She’s a seasoned cook who knows how to create amazing flavors. (Olağanüstü lezzetler yaratmayı bilen tecrübeli bir aşçıdır.)
2. The meat was perfectly seasoned with just the right amount of spices. (Et, tam olarak doğru miktarda baharatla lezzetlendirilmişti.)
3. He’s a seasoned traveler who knows how to navigate any city. (Herhangi bir şehirde yolculuk yapmayı bilen tecrübeli bir gezgin.)
4. The seasoned woodworker created a beautiful piece of furniture. (Tecrübeli marangoz güzel bir mobilya yarattı.)
5. The soup had a well-seasoned broth with a perfect balance of flavors. (Çorba, lezzetlerin mükemmel bir denge ile birleştiği iyi baharatlanmış bir suydu.)
6. She was a seasoned executive who had years of experience in the industry. (Endüstride yılların tecrübesine sahip bir deneyimli yöneticiydi.)
7. The chef seasoned the vegetables with herbs and spices. (Şef, sebzeleri otlar ve baharatlar ile lezzetlendirdi.)
8. He’s a seasoned musician who has been playing for over 20 years. (20 yılı aşkın süredir çalan tecrübeli bir müzisyen.)
9. The steak was perfectly seasoned and cooked to perfection. (Biftek mükemmel bir şekilde baharatlandırılmış ve mükemmel pişirilmişti.)
10. She’s a seasoned athlete who has competed at the highest level. (En yüksek seviyede yarışmış tecrübeli bir sporcu.)
11. The dish was seasoned with a variety of spices, giving it a unique flavor. (Yemek çeşitli baharatlarla lezzetlendirildi ve kendine özgü bir tat kazandı.)
12. He’s a seasoned professional who knows how to handle difficult situations. (Zor durumları nasıl yöneteceğini bilen tecrübeli bir profesyonel.)
13. The seasoned hiker knew how to navigate the difficult terrain. (Zorlu arazide nasıl yol alacağını bilen tecrübeli bir yürüyüşçü.)
14. The soup lacked seasoning and was a bit bland. (Çorba baharatsızdı ve biraz tatsızdı.)
15. She’s a seasoned public speaker who can captivate an audience. (Dinleyicileri etkileyebilen tecrübeli bir halkla ilişkiler uzmanıdır.)
16. The chicken was well-seasoned and had a delicious flavor. (Tavuk iyi baharatlanmıştı ve lezzetli bir tat vardı.)

17. He’s a seasoned journalist who has covered many important events. (Birçok önemli olayı takip eden tecrübeli bir gazetecidir.)
18. The chef seasoned the fish with lemon and herbs, creating a fresh and light flavor. (Şef, balığı limon ve otlarla baharatlandırdı ve taze ve hafif bir lezzet yarattı.)
19. The seasoned actor delivered an outstanding performance on stage. (Tecrübeli oyuncu, sahnede mükemmel bir performans sergiledi.)
20. The seasoning on the steak was too strong, overpowering the natural flavor of the meat. (Bifteğin baharatı çok güçlüydü ve etin doğal tadını bastırdı.)

Türkçe karşılıklarını mavi renkte ve kalın olarak yazdım.