Scrape İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scrape İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scrape

Scrape kelimesinin Türkçe anlamı “kazımak, sıyırmak, cımbızlamak” gibi anlamlara gelir. Scrape, genellikle metal, ahşap veya plastik yüzeylerde meydana gelen çizik, kabuk veya kirleri temizlemek için kullanılan bir işlemdir.

Örnek cümleler:

  1. I had to scrape the mud off my shoes before entering the house. (Evin içine girmeden önce ayakkabımdaki çamuru kazımam gerekiyordu.)
  2. The chef asked the kitchen staff to scrape the burnt bits off the bottom of the pan. (Şef, mutfağındaki personelden tencerenin altındaki yanmış parçaları kazımalarını istedi.)
  3. The painter used a scraper to remove the old paint from the wall. (Boyacı, duvardan eski boyayı çıkarmak için kazıyıcı kullandı.)
  4. I scraped my knee when I fell off my bike. (Bisikletimden düşerken dizimi sıyırdım.)
  5. The construction worker had to scrape the excess cement off the bricks. (İnşaat işçisi, tuğlalardaki fazla çementi kazımak zorunda kaldı.)
  6. She had to scrape the ice off her car windshield before driving to work. (İşe gitmeden önce arabasının ön camındaki buzları kazıması gerekiyordu.)
  7. The doctor used a scraper to remove the plaque from the patient’s teeth. (Doktor, hastanın dişlerindeki plakları kazımak için bir kazıyıcı kullandı.)
  8. He had to scrape the rust off the metal gate before painting it. (Metal kapıyı boyamadan önce pası kazıması gerekiyordu.)
  9. The athlete scraped his elbow when he fell during the race. (Yarış sırasında düşünce sporcu dirseğini sıyırdı.)
  10. The gardener had to scrape the dirt off the garden tools before storing them. (Bahçıvan, aletleri depolamadan önce üzerlerindeki toprağı kazımak zorunda kaldı.)
  11. She had to scrape the stickers off her laptop before selling it. (Satmadan önce dizüstü bilgisayarındaki çıkartmaları kazıması gerekiyordu.)
  12. The jeweler used a scraper to remove the excess metal from the ring. (Kuyumcu, yüzükten fazla metali çıkarmak için bir kazıyıcı kullandı.)
  13. He had to scrape the old glue off the table before refinishing it. (Masayı yeniden cilalamadan önce eski yapışkanı kazıması gerekiyordu.)
  14. The dishwasher had to scrape the food scraps off the plates before washing them. (Bulaşık makinesi, tabaklardaki yemek artıklarını yıkamadan önce kazıması gerekiyordu.)
  15. The mechanic used a scraper to remove the gasket from the engine. (Tamirci, motordan conta çıkarmak için bir kazıyıcı kullandı.)
    16
  1. She had to scrape the burnt cheese off the bottom of the oven. (Fırının altındaki yanmış peyniri kazıması gerekiyordu.)
  2. The janitor had to scrape the chewing gum off the classroom floor. (Temizlik görevlisi, sınıf zemininden sakızı kazımak zorunda kaldı.)
  3. The hiker had to scrape the mud off his boots after walking through the swamp. (Sazlıkta yürüdükten sonra, yürüyüşçü botlarının üzerindeki çamuru kazımak zorunda kaldı.)
  4. The carpenter had to scrape the excess glue off the wood before sanding it. (Marangoz, zımparalamadan önce ahşaptan fazla yapışkanı kazıması gerekiyordu.)
  5. She had to scrape the old wallpaper off the walls before painting the room. (Odayı boyamadan önce duvardaki eski duvar kağıdını kazıması gerekiyordu.)

Yukarıdaki örnek cümlelerde scrape kelimesi, farklı nesneler veya yüzeyler üzerinde çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Bu cümlelerde scrape kelimesi, bir şeyi temizlemek, çıkarılmak, kazımak veya sıyırmak için kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.