Satisfy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Satisfy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe Anlamı: Tatmin etmek, karşılamak, doyurmak
- I am satisfied with my life. (Hayatımdan memnunum.)
- The food will satisfy your hunger. (Yemeğin acığınızı giderecektir.)
- The service at the hotel did not satisfy the customer. (Oteldeki hizmet müşteriyi tatmin etmedi.)
- His explanation did not satisfy my curiosity. (Açıklaması merakımı gidermedi.)
- The artist’s work always satisfies his fans. (Sanatçının çalışmaları her zaman hayranlarını tatmin eder.)
- She tried to satisfy her boss’s demands. (Patronunun taleplerini karşılamaya çalıştı.)
- I need to satisfy my thirst with a drink. (Susuzluğumu bir içecek ile gidermem gerekiyor.)
- The company’s profits failed to satisfy the shareholders. (Şirketin karı hissedarları tatmin etmedi.)
- I can satisfy your request for a meeting tomorrow. (Yarın için bir görüşme talebini karşılayabilirim.)
- The hotel’s amenities will satisfy all of your needs. (Otelin imkanları tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak.)
- We must satisfy the requirements to apply for the scholarship. (Burs için başvurmak için gereksinimleri karşılamalıyız.)
- The new phone model failed to satisfy the customers’ expectations. (Yeni telefon modeli müşterilerin beklentilerini karşılamadı.)
- I tried to satisfy both parties in the negotiation. (Müzakerelerde her iki tarafı da tatmin etmeye çalıştım.)
- The company made changes to satisfy the customers’ complaints. (Şirket müşterilerin şikayetlerini karşılamak için değişiklikler yaptı.)
- The actress was satisfied with the outcome of her performance. (Oyuncu performansından memnun kaldı.)
- I hope this solution will satisfy your concerns. (Bu çözümün endişelerinizi gidermesini umuyorum.)
- The company’s actions did not satisfy the government regulations. (Şirketin eylemleri hükümet düzenlemelerini karşılamadı.)
- The customer’s needs must be satisfied for a successful business. (Başarılı bir iş yapmak için müşterilerin ihtiyaçları karşılanmalıdır.)
- The food did not satisfy my taste buds. (Yemek tat alma duyumuzu karşılamadı.)
- The company’s policy satisfied the environmental concerns. (Şirket politikası çevresel endişeleri karşıladı.)
- The team’s victory satisfied their coach’s expectations. (Takımın zaferi antrenörlerinin beklentilerini karşıladı.)
- He had to satisfy the requirements before he could get the job. (İşi almadan önce gereksinimleri karşılamak zorundaydı.)
- The vacation spot satisfied all of their desires for relaxation. (Tatil yeri rahatlama isteklerini karşıladı.)
- The company tried to satisfy their customers with a new loyalty program. (Şirket müşterilerini yeni bir sadakat programı ile tatmin etmeye çalıştı.)
- The designer’s collection satisfied the fashion industry’s demand for new trends. (Tasarımcının koleksiyonu moda endüstrisinin yeni trend taleplerini karşıladı.)
- The team worked hard to satisfy the project’s timeline. (Ekip proje takvimini karşılamak için sıkı çalıştı.)
- The store offered a refund policy to satisfy their customers’ concerns about the product. (Mağaza, müşterilerinin ürün hakkındaki endişelerini gidermek için bir geri ödeme politikası sundu.)
- She tried to satisfy her mother’s wishes for her career choice. (Kariyer seçimi için annesinin isteklerini karşılamaya çalıştı.)
- The restaurant’s menu satisfied both vegetarian and meat-eating customers. (Restoran menüsü hem vejetaryen hem de et yiyen müşterileri tatmin etti.)
- The book’s conclusion satisfied the reader’s curiosity about the ending. (Kitabın sonu okuyucunun sonu hakkındaki merakını tatmin etti.)
Hemen Yorum Yaz