Saner İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Saner İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Saner: Akıl sağlığı yerinde olan, normal davranışları olan kişi

  1. My neighbor is a saner person than most of the people I know. (Komşum, tanıdığım insanların çoğundan daha normal bir kişi.)
  2. We need saner heads to prevail in this situation. (Bu durumda daha aklı başında olanların kazanması gerekiyor.)
  3. It’s important to have saner discussions when dealing with sensitive issues. (Hassas konularla ilgilenirken daha aklıselim tartışmalar yapmak önemlidir.)
  4. The saner voices in the company were unfortunately not heard. (Maalesef, şirketteki daha akıllıca düşünen insanların sesi duyulmadı.)
  5. Being saner than everyone else doesn’t necessarily mean you’re right. (Herkesten daha aklı başında olmak her zaman doğru olduğunuz anlamına gelmez.)
  6. It’s important to surround yourself with saner people when you’re going through a difficult time. (Zor bir zaman geçirirken kendinizi daha aklıselim insanlarla çevrelemek önemlidir.)
  7. We need saner policies to deal with the issues facing our country. (Ülkemizle ilgili karşılaştığımız sorunlarla başa çıkmak için daha akıllıca politikalara ihtiyacımız var.)
  8. It’s always a relief to talk to a saner person when you’re feeling stressed. (Stresli hissettiğinizde daha aklıselim biriyle konuşmak her zaman rahatlatıcıdır.)
  9. The saner members of the committee were able to come up with a reasonable solution. (Komitendeki daha aklı başında üyeler makul bir çözüm bulabildiler.)
  10. It’s important to listen to saner advice when making important decisions. (Önemli kararlar alırken daha aklıselim tavsiyelere kulak vermek önemlidir.)
  11. The saner approach to dealing with this problem is to address the root cause. (Bu sorunla başa çıkmanın daha aklıselim yolu, temel nedenle ilgilenmektir.)
  12. It’s easy to get caught up in the drama, but it’s important to stay saner than that. (Dramaya kapılmak kolaydır, ancak bundan daha aklı başında olmak önemlidir.)
  13. The saner members of the group were able to keep the discussion on track. (Grubun daha akıllıca düşünen üyeleri tartışmayı doğru yolda tutabildiler.)
  14. It’s important to have saner expectations when it comes to achieving your goals. (Hedeflerinize ulaşırken daha aklıselim beklentiler sahip olmak önemlidir.)
  15. The saner choice is often the harder one to make, but it’s usually the right one. (Daha aklıselim seçim genellikle daha zor olandır, ancak genellikle doğru olanıdır.)
  16. It’s important to have saner voices in positions of power to make rational decisions. (Rasy

onel kararlar almak için güç pozisyonlarında daha aklıselim insanlara ihtiyacımız var.)
17. The saner way to approach this conflict is through peaceful negotiation. (Bu çatışmaya yaklaşmanın daha aklıselim yolu barışçıl müzakeredir.)

  1. It’s important to have saner role models for young people to look up to. (Gençlerin örnek alabileceği daha aklıselim rol modellere ihtiyacımız var.)
  2. The saner voices in the community were able to bring about positive change. (Toplumdaki daha aklı başında olan sesler olumlu değişikliklere neden olabildi.)
  3. It’s important to have a saner perspective on life in order to live a fulfilling and meaningful existence. (Anlamlı bir hayat yaşamak için daha aklıselim bir bakış açısına sahip olmak önemlidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.