Rupture İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Rupture Nedir?
Rupture, kopma, patlama veya yırtılma anlamına gelir.
- The rupture of the dam caused widespread flooding. (Barajın yıkılması geniş çaplı sel baskınlarına neden oldu.)
- The athlete suffered a rupture of his Achilles tendon. (Sporcu, Aşil tendonunda yırtılma yaşadı.)
- The balloon made a loud pop and a rupture appeared in its side. (Balon yüksek bir ses çıkardı ve yan tarafında bir yırtık oluştu.)
- The pipeline rupture caused an oil spill. (Boru hattı patlaması petrol sızıntısına neden oldu.)
- She felt a sharp pain in her chest and feared a rupture of her internal organs. (Göğsünde keskin bir ağrı hissetti ve iç organlarının yırtılmasından korktu.)
- The company suffered a rupture in their business relationship with their biggest supplier. (Şirket en büyük tedarikçisi ile iş ilişkisinde bir kopukluk yaşadı.)
- The earthquake caused a rupture in the ground. (Deprem, yerde bir çatlak oluşmasına neden oldu.)
- The surgeon repaired the rupture in the patient’s stomach. (Cerrah, hastanın midesindeki yırtığı onardı.)
- The rupture in the fuel line caused a fire in the engine. (Yakıt hattındaki yırtık motorun yanmasına neden oldu.)
- The relationship between the two friends suffered a rupture after a disagreement. (İki arkadaş arasındaki ilişki bir anlaşmazlık sonrası kopukluğa uğradı.)
- The pressure inside the balloon caused a rupture. (Balondaki basınç yırtılmaya neden oldu.)
- The bridge collapsed due to a rupture in its support beams. (Köprü destek kirişlerindeki yırtılma nedeniyle çöktü.)
- The company had to shut down production after a rupture in the main power line. (Ana güç hattındaki yırtık nedeniyle şirket üretimini durdurmak zorunda kaldı.)
- The rupture in the gas line caused an explosion. (Gaz hattındaki yırtık bir patlamaya neden oldu.)
- The volcano eruption caused a rupture in the ground. (Volkan patlaması, yerde bir yırtık oluşmasına neden oldu.)
- The artist wanted to create a sense of rupture in the painting. (Sanatçı, tabloda bir kopukluk hissi yaratmak istedi.)
- The patient had a rupture in her appendix and needed immediate surgery. (Hasta apandisitinde bir yırtık yaşadı ve acil ameliyata ihtiyaç duydu.)
- The tension between the two countries led to a rupture in diplomatic relations. (İki ülke arasındaki gerilim diplomatik ilişkilerde bir kopukluğa neden oldu.)
- The car accident caused a rupture in the fuel tank. (Araç kazası yakıt deposunda bir yırtığa neden oldu.)
- The company suffered a financial rupture due
to a sudden drop in sales. (Şirket, ani bir satış düşüşü nedeniyle maddi bir yıkıma uğradı.)
Hemen Yorum Yaz