Ruin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ruin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ruin (Yıkım)

Ruin kelimesi, bir şeyin çöküşü veya yıkımı anlamına gelir. İşte, “ruin” kelimesini kullanarak 20 örnek cümle:

  1. The hurricane left a trail of ruin in its wake. (Kasırga izinde yıkım bıraktı.)
  2. The abandoned castle was in ruins. (Terk edilmiş kale yıkıntı halindeydi.)
  3. His addiction to drugs ruined his life. (Uyuşturucu bağımlılığı hayatını mahvetti.)
  4. The economic crisis has brought ruin to many businesses. (Ekonomik kriz birçok işletmeye yıkım getirdi.)
  5. The fire caused extensive ruin to the old building. (Yangın, eski binaya geniş çaplı yıkım yarattı.)
  6. His reckless behavior led to the ruin of his career. (Düşüncesiz davranışları kariyerinin yıkımına neden oldu.)
  7. The war left the country in ruins. (Savaş, ülkeyi yıkıntı halinde bıraktı.)
  8. The earthquake caused widespread ruin throughout the city. (Deprem, şehir genelinde yaygın bir yıkıma neden oldu.)
  9. The stock market crash resulted in the ruin of many investors. (Hisse senedi piyasasının çökmesi, birçok yatırımcının yıkımına neden oldu.)
  10. The disease has brought ruin to many families. (Hastalık, birçok ailenin yıkımına neden oldu.)
  11. The neglect of the property led to its ruin. (Mülkün ihmal edilmesi onun yıkımına neden oldu.)
  12. The band’s breakup caused the ruin of their promising career. (Grubun ayrılması, umut veren kariyerinin yıkımına neden oldu.)
  13. The flood resulted in the ruin of many homes. (Sel birçok evin yıkımına neden oldu.)
  14. The corruption scandal brought ruin to the politician’s reputation. (Yolsuzluk skandalı siyasetçinin itibarının yıkımına neden oldu.)
  15. The lack of maintenance caused the ruin of the bridge. (Bakımın eksikliği köprünün yıkımına neden oldu.)
  16. The infidelity of her partner led to the ruin of their relationship. (Partnerinin sadakatsizliği ilişkilerinin yıkımına neden oldu.)
  17. The invasion resulted in the ruin of the once-thriving city. (İstila, bir zamanlar canlı olan şehrin yıkımına neden oldu.)
  18. The addiction to gambling caused the ruin of his finances. (Kumar bağımlılığı, finanslarının yıkımına neden oldu.)
  19. The collapse of the building caused the ruin of many families. (Bina çökmesi, birçok ailenin yıkımına neden oldu.)
  20. The scandal caused the ruin of the company’s reputation. (Skandal şirketin itibarının yıkımına neden oldu.)
  1. The invasion and occupation brought ruin to the country’s economy. (İstila ve işgal ülkenin ekonomisine yıkım getirdi.)
  2. The erosion caused the ruin of the beachfront property. (Erozyon, sahil kenarı mülkünün yıkımına neden oldu.)
  3. The corruption and embezzlement caused the ruin of the company. (Yolsuzluk ve zimmetleme şirketin yıkımına neden oldu.)
  4. The sudden death of the CEO caused the ruin of the company’s future plans. (CEO’nun ani ölümü, şirketin gelecek planlarının yıkımına neden oldu.)
  5. The volcanic eruption caused the ruin of the nearby villages. (Volkanik patlama, yakındaki köylerin yıkımına neden oldu.)
  6. The betrayal of his closest friend caused the ruin of their friendship. (En yakın arkadaşının ihaneti, dostluklarının yıkımına neden oldu.)
  7. The poor management led to the ruin of the once-profitable business. (Zayıf yönetim, bir zamanlar karlı olan işin yıkımına neden oldu.)
  8. The neglect of the environment caused the ruin of the ecosystem. (Çevrenin ihmal edilmesi, ekosistemin yıkımına neden oldu.)
  9. The disease outbreak caused the ruin of the tourism industry. (Hastalık salgını, turizm endüstrisinin yıkımına neden oldu.)
  10. The addiction to alcohol caused the ruin of his personal relationships. (Alkol bağımlılığı, kişisel ilişkilerinin yıkımına neden oldu.)

Görüldüğü gibi, “ruin” kelimesi, birçok durumda kullanılabilen güçlü bir kelimedir. Yıkımın nedeni ne olursa olsun, sonuç genellikle trajik olabilir ve kelime, bu sonuçları ifade etmek için sık sık kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.