Rubble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rubble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rubble (moloz, enkaz) İle İlgili Cümleler:

Rubble, genellikle yıkıntıların biriktiği karmaşık, dağınık ve çoğunlukla kullanılmayan malzeme anlamına gelir. İşte bazı örnek cümleler:

  1. The earthquake left nothing but rubble in the streets. (Deprem sokaklarda sadece enkaz bıraktı.)
  2. They cleared the rubble from the site of the demolished building. (Yıkılmış binanın alanından enkazı temizlediler.)
  3. She sifted through the rubble to find her lost bracelet. (Kaybettiği bileziği bulmak için enkazı eledi.)
  4. The bulldozer was used to move the piles of rubble. (Kepçe, enkaz yığınlarını taşımak için kullanıldı.)
  5. The archaeologists dug through the rubble to uncover the ancient city. (Arkeologlar, antik kenti ortaya çıkarmak için enkazın altından kazdılar.)
  6. The war had reduced the city to rubble. (Savaş, şehri enkaza çevirmişti.)
  7. They had to remove the rubble before they could start rebuilding. (Yeniden inşa etmeden önce enkazı kaldırmaları gerekiyordu.)
  8. The firefighters searched the rubble for survivors. (İtfaiyeciler, hayatta kalanları enkazda aradılar.)
  9. The building was reduced to rubble in just a few minutes. (Bina birkaç dakika içinde enkaza dönüştü.)
  10. The construction workers had to clear the rubble before they could lay the foundation. (İnşaat işçileri, temel atmadan önce enkazı temizlemek zorunda kaldılar.)
  11. The rubble from the demolished building was taken to the landfill. (Yıkılan binadan gelen enkaz çöplüğe götürüldü.)
  12. She watched as the bulldozer pushed the rubble into a pile. (Kepçenin enkazı yığın haline getirdiğini izledi.)
  13. The explosion left a trail of rubble and debris. (Patlama, enkaz ve moloz izleri bıraktı.)
  14. The rescue team worked tirelessly to remove the rubble and find the trapped victims. (Kurtarma ekibi, enkazı kaldırmak ve mahsur kalan kurbanları bulmak için yorulmadan çalıştı.)
  15. The rubble made it difficult to navigate the streets. (Enkaz, sokaklarda seyahati zorlaştırdı.)
  16. The workers used heavy machinery to clear the rubble. (İşçiler, enkazı temizlemek için ağır makineler kullandılar.)
  17. They searched through the rubble for any valuables that might have survived. (Hayatta kalan değerli şeyler olabileceği için enkazı aradılar.)
  18. The building was reduced to rubble, but thankfully no one was hurt. (Bina enkaza dönüştü, ama neyse ki kimse yaralanmadı.)
  19. The rubble had

to be removed before the road could be reopened to traffic. (Yol trafiğe açılmadan önce enkazın kaldırılması gerekiyordu.)
20. The city was covered in rubble after the bombing. (Bombalama sonrası şehir enkazlarla kaplandı.)

Bu örnek cümlelerde, “rubble” kelimesi yıkılmış binalardan kalan moloz yığınlarını, deprem sonrası sokakları kaplayan enkazı, arkeolojik kazılarda çıkan dağınık malzemeleri, patlama sonrası ortaya çıkan molozu ve benzeri anlamlarda kullanılmaktadır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.