Roue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Roue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Roue (Tekerlek) İle İlgili Cümleler

Roue, Fransızca kökenli bir kelime olup, Türkçe’de tekerlek anlamına gelmektedir. Roue kelimesi, genellikle araçlar için kullanılan tekerlekler için kullanılır.

  1. The bicycle had a roue on the back. (Bisikletin arkasında bir tekerlek vardı.)
  2. The car’s roues were covered in mud. (Arabanın tekerlekleri çamur kaplıydı.)
  3. The roue of the wagon was damaged. (At arabasının tekerleği hasar gördü.)
  4. The truck had massive roues. (Kamyonun devasa tekerlekleri vardı.)
  5. The roue of the wheelbarrow was flat. (El arabasının tekerleği patlak oldu.)
  6. The train roues screeched on the tracks. (Trenin tekerlekleri raylarda çınladı.)
  7. The roue of the wheelchair was wobbly. (Tekerlekli sandalyenin tekerleği sallanıyordu.)
  8. The wagon’s roues left deep tracks in the mud. (At arabasının tekerlekleri, çamurda derin izler bıraktı.)
  9. The roue of the motorcycle spun in the dirt. (Motorsikletin tekerleği toprakta döndü.)
  10. The car had fancy roues with chrome rims. (Arabanın krom jantlı şık tekerlekleri vardı.)
  11. The roue of the cart was squeaky. (Sepetin tekerleği cırladı.)
  12. The truck’s roues were so big that they could crush anything in their path. (Kamyonun tekerlekleri o kadar büyüktü ki, yolundaki her şeyi ezebilirdi.)
  13. The roue of the trailer was punctured. (Römorkun tekerleği delinmişti.)
  14. The bike’s roues were spinning quickly as it raced down the hill. (Bisikletin tekerlekleri, tepeye doğru yarışırken hızlıca döndü.)
  15. The roue of the car got stuck in a pothole. (Arabanın tekerleği çukura saplandı.)
  16. The wagon’s roues were made of sturdy wood. (At arabasının tekerlekleri sağlam ahşaptan yapılmıştı.)
  17. The roue of the stroller was locked in place. (Pusetin tekerleği sabitlenmişti.)
  18. The car’s roues had to be replaced because they were worn out. (Arabanın tekerlekleri aşındığı için değiştirilmeliydi.)
  19. The roue of the tractor dug into the soft soil. (Traktörün tekerleği yumuşak toprağa gömüldü.)
  20. The bike’s roues left skid marks on the pavement. (Bisikletin tekerlekleri kaldırım üzerinde kayma izleri bıraktı.)
  1. The roue of the skateboard hit a pebble and the rider fell off. (Kaykayın tekerleği bir çakıla çarptı ve sürücü düştü.)
  2. The car’s roues were spinning out of control on the icy road. (Arabanın tekerlekleri buzlu yolda kontrolsüz bir şekilde döndü.)
  3. The roue of the unicycle required a lot of balance to ride. (Tek tekerlekli bisikletin tekerleği sürmek için çok fazla denge gerektiriyordu.)
  4. The wagon’s roues were painted bright red. (At arabasının tekerlekleri parlak kırmızıya boyanmıştı.)
  5. The roue of the bus got stuck in traffic. (Otobüsün tekerleği trafikte sıkıştı.)
  6. The car’s roues screeched to a halt as the driver slammed on the brakes. (Arabanın tekerlekleri frenlere basan sürücü tarafından durduruldu.)
  7. The roue of the trailer was equipped with a spare tire. (Römorkun tekerleği yedek lastikle donatılmıştı.)
  8. The bike’s roues were customized with colorful spokes. (Bisikletin tekerlekleri renkli konuşlarla özelleştirilmişti.)
  9. The roue of the wheelchair hit a bump and the user nearly fell out. (Tekerlekli sandalyenin tekerleği bir çukura çarptı ve kullanıcı neredeyse düştü.)
  10. The car’s roues kicked up dust as it drove down the dirt road. (Arabanın tekerlekleri toprak yolda giderken toz kaldırdı.)

Türkçe karşılıklarını göstermek için, örnek cümlelerdeki Türkçe kelimelerin kalın ve yeşil renkli olarak gösterilmesi mümkündür.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.