Rottenness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rottenness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rottenness Nedir?

Rottenness kelimesi Türkçe’de “çürüklük” anlamına gelir. Bir şeyin kalitesinin bozulması, kokusu veya tadının kötüleşmesi durumunda kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The rottenness of the fruit made it inedible. (Meyvenin çürüklüğü onu yenmez hale getirdi.)
2. The smell in the fridge was a clear sign of the rottenness of the food. (Buzdolabındaki koku, yiyeceklerin çürüklüğünün açık bir işaretidir.)
3. The rottenness of the wood caused it to break easily. (Ağacın çürüklüğü onu kolayca kırdı.)
4. The rottenness of the meat made me feel sick. (Etin çürüklüğü beni hasta hissettirdi.)
5. The rottenness of the apple was apparent from its appearance. (Elmanın çürüklüğü görünümünden belliydi.)
6. The rottenness of the fish was overpowering. (Balığın çürüklüğü baskındı.)
7. The rottenness of the milk caused it to curdle. (Sütün çürüklüğü onu kesilmeye neden oldu.)
8. The rottenness of the eggs made them unfit for consumption. (Yumurtaların çürüklüğü onları tüketmek için uygun hale getirmedi.)
9. The rottenness of the vegetables made them mushy. (Sebzelerin çürüklüğü onları ezici hale getirdi.)
10. The rottenness of the wood made it susceptible to termite infestation. (Ağacın çürüklüğü onu termit istilasına açık hale getirdi.)
11. The rottenness of the building’s foundation was discovered during inspection. (Bina temelinin çürüklüğü denetim sırasında keşfedildi.)
12. The rottenness of the cheese was evident by the mold growing on it. (Peynirin çürüklüğü, üzerinde büyüyen küfle açıktı.)
13. The rottenness of the carpet made it smell musty. (Halının çürüklüğü, onun küflü kokmasına neden oldu.)
14. The rottenness of the weather caused the crops to fail. (Havanın çürüklüğü, ürünlerin başarısız olmasına neden oldu.)
15. The rottenness of the situation made it impossible to salvage. (Durumun çürüklüğü onu kurtarmayı imkansız hale getirdi.)
16. The rottenness of the relationship was evident in their constant fighting. (İlişkinin çürüklüğü, sürekli kavga etmelerinden belliydi.)
17. The rottenness of the soil made it difficult for the plants to grow. (Toprağın çürüklüğü, bitkilerin büyümesini zorlaştırdı.)
18. The rottenness of the paint caused it to peel. (Boyaların

çürüklüğü onların kabuk bağlamasına neden oldu.)
19. The rottenness of the atmosphere in the office made it unbearable to work in. (Ofisteki havanın çürüklüğü, orada çalışmayı dayanılmaz hale getirdi.)

20. The rottenness of the system was exposed by the scandal. (Sistemin çürüklüğü skandal tarafından ortaya çıkarıldı.)

(Her bir cümleyi mavi ve kalın HTML etiketi kullanarak yazdım ve Türkçe karşılıklarını yazdım.)