Root İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Root İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Root Kelimesi

Anlamı: Bir bitki, ağaç ya da mantarın toprağa bağlı kısmı; kök.

Örnek Cümleler:

1. The root of the tree was deeply embedded in the soil. (Ağacın kökü toprağa derinlemesine gömülmüştü.)
2. She pulled out the weeds by their roots. (O, yabani otları kökünden söktü.)
3. A strong root system is essential for plant growth. (Bitki büyümesi için güçlü bir kök sistemi gerekir.)
4. The roots of this plant are used in traditional medicine. (Bu bitkinin kökleri geleneksel tıpta kullanılır.)
5. The root of the problem is lack of communication. (Sorunun kaynağı iletişim eksikliğidir.)
6. She dyed her hair blonde, but her roots were starting to show. (Saçlarını sarıya boyadı, ama kökleri gözükmeye başlamıştı.)
7. The roots of this music genre can be traced back to the 1950s. (Bu müzik türünün kökleri 1950’lere kadar uzanabilir.)
8. The root cause of the accident was determined to be human error. (Kazanın kök nedeni insan hatası olarak belirlendi.)
9. This plant needs to be watered at the roots, not on the leaves. (Bu bitki yapraklarına değil, köklerine su verilmelidir.)
10. The roots of this company go back to the early 20th century. (Bu şirketin kökleri 20. yüzyılın başlarına kadar uzanır.)
11. She dug up the root of the dandelion. (O, karahindiba kökünü kazdı.)
12. The roots of this tradition can be traced back to ancient times. (Bu geleneklerin kökeni antik çağlara kadar uzanabilir.)
13. He felt a deep-rooted sense of loyalty to his country. (Ülkesine karşı köklü bir bağlılık hissetti.)
14. The roots of her family are in Italy. (Ailesinin kökleri İtalya’da.)
15. The plant’s roots were wrapped around the rock. (Bitkinin kökleri kayanın etrafına sarılmıştı.)
16. The roots of the tree were damaged by the storm. (Ağacın kökleri fırtına tarafından zarar gördü.)
17. The root of the tooth was infected. (Dişin kökü enfekte olmuştu.)
18. The roots of inequality run deep in our society. (Eşitsizliğin kökleri toplumumuzda derindir.)
19. She traced her family roots back to Ireland. (Ailesinin kökenini İrlanda’ya kadar takip etti.)
20. The root of his success was hard work and dedication. (Başarısının kökü sıkı çalışma ve özverideydi.)

Root Kelimesi (Devam)

Anlamı: Kaynak, köken, başlangıç; temel.

Örnek Cümleler:

1. The English language has its roots in Germanic languages. (İngilizce, Germen dillerinde kök salmıştır.)
2. The art movement had its roots in the early 20th century. (Sanat akımının kökeni 20. yüzyılın başlarına kadar uzanır.)
3. The problem has its roots in poor management. (Sorunun kaynağı kötü yönetimdedir.)
4. His love of music has its roots in his childhood. (Müzik sevgisi çocukluğunda kök salmıştır.)
5. The tradition of celebrating birthdays has its roots in ancient civilizations. (Doğum günü kutlama geleneği antik medeniyetlerde kök salmıştır.)
6. The theory has its roots in mathematical principles. (Teori matematiksel prensiplerde kök salar.)
7. The conflict has its roots in religious differences. (Çatışmanın kaynağı dini farklılıklardır.)
8. The company’s success has its roots in innovative ideas. (Şirketin başarısı yenilikçi fikirlerde kök salmıştır.)
9. The root of his behavior is a lack of self-esteem. (Davranışının temelinde özsaygı eksikliği yatar.)
10. The political party’s roots can be traced back to the 19th century. (Siyasi partinin kökleri 19. yüzyıla kadar uzanabilir.)
11. The conflict had deep roots in historical grievances. (Çatışmanın tarihsel haksızlıklarda kökleri vardı.)
12. The project’s success had its roots in careful planning. (Projenin başarısı dikkatli planlamada kök salmıştı.)
13. The company’s culture has its roots in the founder’s vision. (Şirketin kültürü kurucunun vizyonunda kök salmaktadır.)
14. The practice of yoga has its roots in ancient India. (Yoga pratiği antik Hindistan’da kök salmaktadır.)
15. The tradition of wearing a wedding ring has its roots in ancient Egypt. (Evlilik yüzüğü takma geleneği antik Mısır’da kök salmaktadır.)
16. The root of his anxiety is a fear of failure. (Kaygısının temeli başarısızlık korkusudur.)
17. The sport of soccer has its roots in medieval Europe. (Futbol sporu ortaçağ Avrupası’nda kök salmıştır.)
18. The conflict has its roots in territorial disputes. (Çatışmanın kaynağı toprak anlaşmazlıklarındadır.)
19. The root of the company’s financial problems is overspending. (Şirketin mali sorunlarının kaynağı harcamaların fazlalığıdır.)
20. The tradition of giving gifts at Christmas has its roots in Christian beliefs. (Noel’de hediye verme geleneği Hristiyan inançları

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.