Room İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Room Nedir?
Room, “oda” anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- I need to clean my room before my guests arrive. (Misafirlerim gelmeden önce odamı temizlemem gerekiyor.)
- There’s a lot of natural light in this room. (Bu odada çok doğal ışık var.)
- He rented a room in a hotel for the night. (Gece için bir otelde oda kiraladı.)
- The conference room was equipped with a projector and screen. (Konferans odası projektör ve ekran ile donatılmıştı.)
- The waiting room was filled with anxious patients. (Bekleme odası endişeli hastalarla doluydu.)
- The hotel room had a beautiful view of the ocean. (Otel odası okyanusun güzel bir manzarasına sahipti.)
- She decorated her room with posters and pictures. (Odasını poster ve resimlerle dekore etti.)
- We had to move to a bigger room because we had too much luggage. (Çok fazla bagajımız olduğu için daha büyük bir odaya taşınmak zorunda kaldık.)
- The hotel room was equipped with a mini fridge and microwave. (Otel odası mini buzdolabı ve mikrodalga fırın ile donatılmıştı.)
- The dining room was elegantly decorated for the wedding reception. (Düğün resepsiyonu için yemek odası zarif bir şekilde dekore edilmişti.)
- The room was very small, but it was cozy. (Oda çok küçüktü, ama sıcaktı.)
- The music was so loud, I could feel the vibrations in the room. (Müzik o kadar yüksekti ki, odada titreşim hissedebiliyordum.)
- They painted the room a bright shade of blue. (Odayı parlak bir mavi renge boyadılar.)
- The hotel room had a comfortable bed and pillows. (Otel odasında rahat bir yatak ve yastıklar vardı.)
- The conference room was booked for the entire day. (Konferans odası tüm gün için rezerve edildi.)
- I need to find a quiet room to study in. (Çalışmak için sessiz bir oda bulmam gerekiyor.)
- The living room was decorated with a large rug and comfortable couches. (Salon büyük bir halı ve rahat koltuklarla dekore edilmişti.)
- They had a lot of fun playing games in the game room. (Oyun odasında oyun oynarken çok eğlendiler.)
- The hotel room had a balcony
with a beautiful view of the city. (Otel odasının şehrin güzel bir manzaralı balkonu vardı.)
- She was lying on her bed in her room, reading a book. (Odasındaki yatakta kitap okuyarak uzanıyordu.)
- The storage room was full of old furniture and boxes. (Depo odası eski mobilyalar ve kutularla doluydu.)
Türkçe karşılıkları:
- Misafirlerim gelmeden önce odamı temizlemem gerekiyor.
- Bu odada çok doğal ışık var.
- Gece için bir otelde oda kiraladı.
- Konferans odası projektör ve ekran ile donatılmıştı.
- Bekleme odası endişeli hastalarla doluydu.
- Otel odası okyanusun güzel bir manzarasına sahipti.
- Odasını poster ve resimlerle dekore etti.
- Çok fazla bagajımız olduğu için daha büyük bir odaya taşınmak zorunda kaldık.
- Otel odası mini buzdolabı ve mikrodalga fırın ile donatılmıştı.
- Düğün resepsiyonu için yemek odası zarif bir şekilde dekore edilmişti.
- Oda çok küçüktü, ama sıcaktı.
- Müzik o kadar yüksekti ki, odada titreşim hissedebiliyordum.
- Odayı parlak bir mavi renge boyadılar.
- Otel odasında rahat bir yatak ve yastıklar vardı.
- Konferans odası tüm gün için rezerve edildi.
- Çalışmak için sessiz bir oda bulmam gerekiyor.
- Salon büyük bir halı ve rahat koltuklarla dekore edilmişti.
- Oyun odasında oyun oynarken çok eğlendiler.
- Otel odasının şehrin güzel bir manzaralı balkonu vardı.
- Odasındaki yatakta kitap okuyarak uzanıyordu.
- Depo odası eski mobilyalar ve kutularla doluydu.
Hemen Yorum Yaz