Rocker İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rocker İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rocker İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Rocker, genellikle rock müzikle ilişkilendirilen bir müzikal tarzın hayranı veya müzisyenidir. Ayrıca, sert ve asi bir tutumu olan, kaba giyimli ve yüksek sesle müzik dinleyen bir kişi olarak da tanımlanabilir.

1. She’s a rocker at heart and loves attending live concerts. (O, kalbinde bir rocker ve canlı konserlere gitmekten hoşlanıyor.)
2. The band members were all rockers and they played their music loud and proud. (Grup üyeleri tümü rocker’dı ve müziklerini gururla ve yüksek sesle çaldılar.)
3. He dressed like a rocker with his leather jacket and ripped jeans. (O, deri ceketi ve yırtık kotuyla bir rocker gibi giyindi.)
4. The rocker lifestyle isn’t for everyone, but those who enjoy it find it exhilarating. (Rocker yaşam tarzı herkes için değil, ancak bunu sevenler heyecan verici buluyor.)
5. She had a rocker attitude, refusing to conform to society’s expectations. (O, toplumun beklentilerine uymayı reddeden bir rocker tutumuna sahipti.)
6. The concert was filled with rockers of all ages, from teenagers to senior citizens. (Konser, gençlerden yaşlılara kadar her yaştan rocker ile doluydu.)
7. He’s a rocker musician who has been playing in bands for over 20 years. (O, 20 yıldan fazla süredir gruplarda çalan bir rocker müzisyenidir.)
8. She had a rocker hairstyle with long, black hair and bangs covering her forehead. (O, uzun siyah saçları ve alnını kaplayan perçemleriyle bir rocker saç stiline sahipti.)
9. The club was packed with rockers dancing and singing along to the music. (Kulüp, müzik eşliğinde dans eden ve şarkı söyleyen rockçılarla doluydu.)
10. He wore a lot of leather and studs, which made him look like a classic rocker. (O, klasik bir rocker gibi görünmesine neden olan birçok deri ve çiviler giyiyordu.)
11. The rocker lifestyle can be rough and rebellious, but it’s also freeing and empowering. (Rocker yaşam tarzı sert ve asi olabilir, ancak özgürleştirici ve güçlendirici de olabilir.)
12. She was a rocker chick, always listening to heavy metal and wearing band t-shirts. (O, her zaman ağır metal dinleyen ve grup t-shirt’leri giyen bir rocker kızıydı.)
13. The band played a lot of classic rock songs, which pleased the old school rockers in the audience. (Grup, izleyicilerdeki eski okul rockçıları memnun eden birçok klasik rock şarkısı çaldı.)
14. He was a rocker from the 80s, with long hair and a love for guitar solos. (O, uzun saçları ve gitar sololarına olan sevg

15. The rocker lifestyle can be seen as a form of rebellion against mainstream culture and societal norms. (Rocker yaşam tarzı, ana akım kültür ve toplumsal normlara karşı bir isyan şeklinde görülebilir.)
16. She had a rocker tattoo on her arm, a tribute to her favorite band. (O, favori grubuna bir saygı niteliğinde kolunda bir rocker dövmesi vardı.)
17. The rocker community is known for their love of loud music, motorcycles, and leather jackets. (Rocker topluluğu, yüksek sesli müzik, motosikletler ve deri ceketlere olan sevgileriyle tanınır.)
18. He’s not just a rocker, he’s also a songwriter and a producer. (O, sadece bir rocker değil, aynı zamanda şarkı yazarı ve yapımcıdır.)
19. The rocker subculture has its own fashion style, with ripped jeans, leather jackets, and band t-shirts. (Rocker alt kültürü, yırtık kot, deri ceketler ve grup t-shirtleriyle kendi moda tarzına sahiptir.)
20. She felt at home in the rocker community, surrounded by people who shared her passion for music and rebellion. (O, müzik ve isyan tutkusunu paylaşan insanlarla çevrili olarak rocker topluluğunda evinde gibi hissetti.)