Riotous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Riotous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Riotous (türkçe anlamı: isyankar, ayaklanmacı)

Riotous kelimesi isyankar ya da ayaklanmacı anlamına gelir ve birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Aşağıda, kelimenin örnek cümlelerde nasıl kullanılabileceğine dair birkaç örnek bulabilirsiniz:

1. The streets were riotous as protesters clashed with police. (Protestocuların polisle çatışmasıyla sokaklar isyankar oldu.)
2. The students were riotous during the school’s homecoming festivities. (Öğrenciler okulun eve dönüş kutlamaları sırasında isyankar davrandılar.)
3. The crowd at the concert became riotous when the band stopped playing. (Konserdeki kalabalık grup, grup müzik çalmayı durdurduğunda isyankar oldu.)
4. The inmates at the prison became riotous and began to destroy property. (Hapishanedeki mahkumlar isyankar oldu ve mülkleri yok etmeye başladılar.)
5. The fans of the losing team became riotous and began to throw objects onto the field. (Kaybeden takımın hayranları isyankar oldu ve sahaya nesneler atmaya başladılar.)
6. The protest started out peacefully, but soon became riotous. (Protesto başlangıçta barışçıldı, ancak kısa sürede isyankar hale geldi.)
7. The authorities were prepared for a riotous demonstration and had extra police on hand. (Yetkililer, isyankar bir gösteri için hazırlıklıydı ve fazladan polis hazırda bulunduruyordu.)
8. The club had to close early because the patrons became riotous. (Müşteriler isyankar hale geldiği için kulüp erken kapatmak zorunda kaldı.)
9. The city was in a state of chaos due to the riotous protests. (İsyankar protestolar nedeniyle şehir kaos içindeydi.)
10. The riotous behavior of the crowd caused property damage and injuries. (Kalabalığın isyankar davranışları mülk hasarına ve yaralanmalara neden oldu.)
11. The concert was cancelled due to riotous conditions outside the venue. (Konser, mekanın dışında isyankar koşullar nedeniyle iptal edildi.)
12. The political situation in the country is becoming increasingly riotous. (Ülkedeki siyasi durum giderek isyankar hale geliyor.)
13. The government declared a state of emergency due to the riotous behavior of the citizens. (Hükümet, vatandaşların isyankar davranışları nedeniyle olağanüstü hal ilan etti.)
14. The police used tear gas to disperse the riotous crowd. (Polis, isyankar kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı.)
15. The riotous behavior of the fans led to the cancellation of the game. (Hayranların isyankar davranışları, oyunun iptal edilmes

mesine neden oldu.)
16. The riotous protests caused significant damage to local businesses. (İsyankar protestolar yerel işletmelere ciddi zararlar verdi.)

17. The city imposed a curfew to prevent further riotous activity. (Şehir, daha fazla isyankar aktiviteyi önlemek için sokağa çıkma yasağı uyguladı.)
18. The riotous crowd overturned cars and set fires in the streets. (İsyankar kalabalık arabaları devirdi ve sokaklarda yangın çıkardı.)
19. The police were able to control the riotous situation and restore order. (Polis, isyankar durumu kontrol altına almayı ve düzeni sağlamayı başardı.)
20. The government vowed to take action against riotous behavior in the future. (Hükümet, gelecekteki isyankar davranışlara karşı harekete geçme sözü verdi.)